Anadolu Efes Tarihinin En Önemli 10 Yabancısı!

02/Şub/18 11:28 Mayıs 2, 2020

Utkan Sahin

02/Şub/18 11:28

Eurohoops.net

Eurohoops, Anadolu Efes’in görkemli tarihine damga vurmuş 10 yabancı oyuncuyu seçti!

by Semih Tuna & Buğra Uzar & Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Milyonlarca insan basketbolu Anadolu Efes‘le sevdi ve kalpler uzun yıllar Lacivert-Beyazlılar’la attı.

Şampiyonluklara ambargo koyan, Avrupa’da Koraç Kupası destanını yazan ve son olarak geçtiğimiz sezon EuroLeague finali oynayan Anadolu Efes‘in tarihinden birçok önemli oyuncu geçti.

Eurohoops olarak biz de bu oyuncular arasından en önemli 10 yabancıyı seçmeye karar verdik. Ancak tarih boyunca öyle büyük isimler Anadolu Efes formaları giydiler ki bunların arasından 10 tanesini seçmek gerçekten çok ama çok zordu. Dolayısıyla sizlerin tercihleri bizimkilerden farklı olabilir ve hatta daha da iyi olabilir.

Listemizdeki isimlere geçmeden önce listemize alamadığımız isimlerden kısaca bahsedelim. Anadolu Efes‘in tarihi öyle zengin ki Predrag Drobnjak, Charles Smith gibi Avrupa basketboluna damga vurmuş yıldızlar ya da Anthony Mason, Billy Lewis, Kenny Green, Timothy Dunham, Scott Roth gibi ülkemize gelmiş en etkileyici Amerikalılardan bazıları liste dışında kaldı.

Dario Saric başta olmak üzere Avrupa’nın yetiştirdiği en önemli genç yıldızlardan bazıları da yine lacivert beyazlı formayı terletip listemizin dışında kalan isimler oldular.

Lafı fazla uzatmadan Anadolu Efes’in görkemli tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış 10 yabancı oyuncuya geçelim:

CONRAD MCRAE

Oynadığı Sezonlar: 1995 – 1996
İstatistikleri: – (Ne yazık ki o yıllara dair sağlıklı istatistik verileri yok)

Ülkemize gelmiş en atlet oyunculardan birisi, Conrad McRae!

Syracuse Üniversitesi’nde özellikle ikinci senesinde çok başarılı bir performans gösteren McRae, NBA’e draft edilse de orada oynamadan ülkemize Fenerbahçe formasıyla adım attı. Sarı lacivertlilerdeki performansıyla dikkatleri üzerine toplayan ve bir sonraki senesinde Pau Orthez’le bu performansını bir adım ileri taşımayı başaran McRae, Efes‘le ülkemize geri döndü. Hem de ne geri dönüş!

McRae ve Efes, o sezon Koraç Kupası’nda dev rakipleri bir bir dize getirip finalde de Stefanel Milano‘yu saf dışı bırakarak Türkiye’ye o güne kadar basketboldaki en büyük zaferi yaşatmayı başardı. Havaya atılan her topu yakalayıp smaçlayabilecek derecede yüksek bir atletizme sahip olan Amerikalı yıldız, pota altında da özellikle rakiplerin korkulu rüyasıydı. Buna rağmen güleryüzü ve sıcakkanlı davranışlarıyla etrafında kendine hayran bırakmıştı. Efes‘in kazandığı en büyük başarıda çok büyük pay sahibi olan ve adını kulüp altın harflerle yazdıran McRae’yi aramızdan ayıran ise ne yazık ki basketbola olan tutkusu oldu. 2000 yılında Orlando Magic‘le bir yaz ligi antrenmanı sırasında geçirdiği kalp krizi onu aramızdan koparttı. Nur içinde yat Koca Adam!

NIKOLA PRKACIN

Oynadığı sezonlar: 2003-2007 yılları
İstatistikler: 9.2 sayı, 4.4 ribaund, 1.6 asist

Basketbol bir ders ise onun “Profesör’ü” de kesinlikle Nikola Prkacin’dir.

Onun oyunda olduğu her dakikayı izlemenin benim için muhteşem görsel efektlere sahip bir filmi izlemekten veya bir jazz konserine gitmekten farkı yoktu. Sanattı çünkü oynadığı top. Pek yetenekli olmamasına karşın onu öne çıkaran şey, belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en zeki oyuncularından biri olmasıydı.

Pota altından hücumu bir oyun kurucu edasıyla yönlendiren, post-up’ı kitap gibi oynayan Prkacin, 4 sezon kaldığı Efes Pilsen’de kaptanlığa kadar yükseldi. Yarattığı etki sebebiyle ucundan kıyısından pas-post up ikilisini yapabilen her pivota “yeni Prkacin” diye seslenilmeye başlandı.

Onun döneminde Efes, iki kere Final Four’un kıyısından döndü. Ligde ise iki kere şampiyonluk kazandı. Bunlardan önemlisi ise yaptıklarıyla hem Türk basketboluna hem de Efes‘li basketbolseverlere kattıklarıydı.

SHANE LARKIN

Oynadığı sezonlar: 2018-
2019-20 istatistikleri: 22.2 sayı, 3.1 ribaund, 4.1 asist

M-V-P! M-V-P! M-V-P!

Onu anlatacak fazla kelime kalmadı bu sezon elimizde maalesef. O kadar inanılmaz işler yapıyordu ki virüs nedeniyle sezon durana kadar…

Yani geçen sezon normal sezon ve playofftaki Barcelona maçlarını, Final Four’daki rekorunu vs. her şeyi unutun. Bu adam, yazın flaş transferi ve ligi domine eden bir diğer isim Nikola Mirotic’i yaptıklarıyla gölgede bıraktı.

EuroLeague’deki tek maçlık sayı rekorunu kırışı, üçlük rekoruna ortak oluşuyla biraz uzun zaman alsa da Efes taraftarlarının kalbine öyle bir girdi ki!

İnanılmaz bir çabukluk, müthiş bir atletizm ve olağanüstü bir skorerliğin harmanından oluşan süperyıldız, Türk pasaportu alarak hepimizi sevindirdi. Çünkü böylesine baskın bir guardı herkes milli takımında görmek ister.

MARCUS BROWN

Oynadığı Yıllar: 2001 – 2003
İstatistikleri: 15.6 sayı, 3.15 ribaunt, 4.57 asist

Kaspars Kambala’dan hemen ekürisine, yani Marcus Brown’a geçiyoruz.

Ülkemize gelmiş en keskin şutörlerden birisi olan Brown, Anadolu Efes ile geçirdiği iki sezonda hem bireysel hem de takımsal olarak çok büyük başarılar elde etti. Avrupa basketboluna da damgasını vurmayı başaran yıldız oyuncu, Efes‘in yanı sıra CSKA Moskova, Benetton Treviso, Zalgiris Kaunas, Unicaja Malaga gibi büyük kulüplerin de formalarını giydi.

NBA’deki kısa ve başarısız macerasının ardından Avrupa’ya adım atan Brown’ın çıkışı da Efes formasıyla oldu. Üstün şut yeteneği başta olmak üzere adeta doğuştan bir skorer olmasını sağlayan özellikleriyle Brown, Türkiye’ye gelmiş en önemli oyunculardan birisiydi. İlk geldiği yıldan itibaren üstün yeteneklerini sergilemeyi başaran Brown, sezon sonunda hem şampiyonluk kupasını hem de en değerli oyuncu ödülünü elinde tutuyordu. İkinci senesi de bundan farklı değildi. Efes, yine Ülkerspor’u devirirken Marcus Brown başroldeydi. Üstelik bu kez EuroLeague’deki inanılmaz performansı sayesinde turnuvanın en iyi ikinci beşine seçilmeyi de başarmıştı.

İki sezondan sonra Efes’ten ayrılan Brown, kariyerinde gittiği her takımla büyük başarılar kazanırken onun oyununun tadı damağında kalan biz basketbolseverler de onu buruk bir şekilde takip etmeye devam ettik. Bir an bile boş bıraktığınızda cezayı kesebilecek derecede keskin bir şutör olan Brown, hiç şüphesiz adını Efes tarihine altın harflerle yazdırdı

ANTONIO GRANGER 

Oynadığı sezonlar: 2002-2004 yılları arası ve 2005-2007 yılları arası
İstatistikler: 13.0 sayı, 3.6 ribaund, 1.0 asist

İtalya’dan gelip, Efes’te parlayan bir yıldız daha!

Topla çok oynamasına gerek kalmadan size maç alabilecek, çelik gibi sinirlere sahip Antonio Granger, geldiği 2002-03 senesinde yıldızlarla dolu kadroda geri planda kalmasına rağmen 2003-04’te oynadığı topla gönülleri fethetmeyi başardı.

Modern 3 numaranın o dönemki tanımı olan Granger, sakatlıklarından dolayı basketbola erken veda etti fakat gösterdiği performansla insanın içini sıcacık etmeyi de birçok maçta başardı. Özellikle OAKA deplasmanında 7/8 üçlükle takımını çıkartması, eski kıtada gördüğümüz en iyi bireysel performanslardan biriydi.

Sahada bir 3 numaradan ne istiyorsanız onu yapabiliyor ve oynadığı maçların çoğunda parkenin en verimli oyuncusu olabiliyordu. Gerçek bir karizmasıyla, ‘Ben bu işi yapabiliyorum’ diye haykırıyordu adeta. Yaşadığı sakatlıklar olmasa çok daha uzun ve tüm Avrupa çapında hatırlanabilecek izler bırakabilirdi fakat bıraktığı iz bile efsane olması için yeterliydi.

Efes‘in EuroLeague tarihinde 900 sayı barajına ulaşmayı başaran ilk oyuncu olan Granger, ayrıca bulduğu 158 üçlükle Efes tarihinde EuroLeague’de en çok üçlük atan oyuncu oldu.

LARRY RICHARD

Oynadığı sezonlar: 1992-1995 yılları
İstatistikler: İstatistik bilgisi yok

O, 1990’larda Türkiye’de en akıllarda kalan yabancılardan biriydi.

Yakın arkadaşı Pete Williams, sayesinde yolu Türkiye’ye düşen Larry Richard, gittiği her takımda başarılı oldu, her takımda taraftarlarının gönlüne girdi. Sıcak bir adamdı. Korkusuz ama aynı zamanda sempatik bir insandı.

Eczacıbaşı ve Fenerbahçe‘yle lig şampiyonluğu yaşadıktan sonra 1992’de Efes‘e geldi. Sakatlıklar yüzünden biraz yıpranmıştı. Omzundaki kireçlenmeden dolayı çok garip şut atıyordu ama mücadele etmekten, ribaundları domine etmekten hiç vazgeçmedi.

Anadolu Efes‘in 1996’da Koraç Kupası’na gidecek olan geleneğinin de önemli roller oynadı. 1993’te Efes, tarihinde final oynayan ilk Türk takımı olurken sahadaydı fakat olaylı Aris maçını Efes kazanamayınca kupayı göremedi.

Fakat yerel ligde o kendi serisini devam ettirdi. Efes’in hiç kaybetmeden şampiyon olduğu sezon da takımdaydı ve bu formayla iki şampiyonluk kazandı.

DAMIR MULAOMEROVIC

Oynadığı sezonlar: 1999-2001 yılları
İstatistikler: 17.7 sayı, 5.2 asist, 2.8 ribaund

Aslında birçok basketbolsever onu Cibona’da iken Efes‘e karşı üç uzatmalı maçta oynadığı basketbola tanıdı. O gün Efes‘e karşı takımını taşıyan Mulaomerovic, iki yıl sonra Efes‘e transfer oldu.

Eşsiz bir yetenekti. Birçoklarına göre hala Drazen Petrovic’ten sonra Hırvatların çıkardığı en iyi guardı. Harika şut yeteneğiyle kendi skorunu üretebilen ama aynı zamanda ikili oyunlarla takımı için de üretebilen bir oyuncuydu.

Efes‘te ilk sezonunda Hidayet ve İbrahim ile birlikte Anadolu Efes’in Final Four’a kalmasında büyük rol oynadı. Özellikle unutulmaz ASVEL serisinin ilk maçında harika bir oyun oynadı. İkinci senesinde de bu sefer SuproLeague’de Efes’in Final Four’a kalmasını sağlarken 19.7 sayı ortalaması tutturdu.

Üst üstte iki yıl takımının Final Four’a kalmasını sağladı ancak Petar Naumoski sonrası gelmesi onun için en büyük şanssızlıktı. Bir efsaneden sonra geldiği için her zaman ondan daha fazlası beklendi.

Yinede o bütün bu beklentilere rağmen İstanbul’da harika iki sene geçirdi.

BOOTSY THORNTON

Oynadığı Yıllar: 2008 – 2011
İstatistikleri:  9.06 sayı, 4.34 ribaunt, 2.64 asist

Anadolu Efes‘in son lig şampiyonluğundaki yıldızı… Bootsy Thornton!

Efes, Montepaschi Siena ile ortalığı birbirine katıp takımını Final Four’a taşıyan Bootsy Thornton’ı takıma kattığında bu transfer tüm Avrupa’da büyük ses getirmişti. Gerçek bir lider olan Thornton, aynı zamanda muhteşem de bir skorerdi. Ancak onu özel kılan ise çok yönlü bir oyuncu olmasıydı. Ribauntlara bir kısaya göre çok iyi katkı veren Thornton, takım arkadaşlarını da oyuna dahil ederdi, savunmada da sorumluluk alırdı. Taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan yıldız oyuncunun Efes kariyeri de tam 3 yıl sürdü.

Efes ile ilk yılında muhteşem bir performans sergileyen Thornton, takımının Fenerbahçe‘yi geriden gelerek devirmesinde büyük rol oynamış ve şampiyonluk kupasının yanı sıra MVP ödülünün de sahibi olmuştu. Thornton, ikinci yılında da Efes’i finale taşımayı başarsa da final serisinin ikinci maçında parmağını kırarak sezonu noktalamıştı. Belki de onun bu sakatlığı şampiyonluğun kaderinin değişmesine sebep oldu. Thornton’ın Efes macerası ise üçüncü yılında oynanan yarı final maçıyla sona erdi. Daha sonra Siena’ya geri dönen Thornton, kariyerinin geri kalanında üstlendiği görevlerin altından başarıyla kalkmayı başardı. Ligimize gelen en özel oyunculardan biri olan Thornton, Türkiye’de geçirdiği yıllar boyunca Efes taraftarlarının kalplerinde önemli bir yer edinmiş oldu.

BRYANT DUNSTON

Oynadığı Yıllar: 2015 –
İstatistikleri: 10.11 sayı, 6.13 ribaunt, 1.4 asist, 1.6 blok

Anadolu Efes tarihinin en istikrarlı oyuncularından birisi: Hanımlar beyler, karşınızda Bryant Dunston!

Anadolu Efes‘te son yıllarda birçok şey değişti, birçok koç, birçok oyuncu geldi ancak tek bir şey değişmedi: Bryant Dunston ve onun muhteşem performansı! Amerikalı pivot, lacivert beyazlı formayı sırtına geçirdiğinden bu yana muhteşem iş ahlakıyla, her akşam terinin son damlasına kadar savaşmasıyla ve her geçen gün daha iyisini yapmak için ortaya koyduğu çalışmayla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamayı başardı.

Olympiacos‘la iki kez EuroLeague’de Yılın Savunmacısı olmayı başaran Dunston, Anadolu Efes‘e transfer olduğunda herkes Avrupa’nın en iyi pivotlarından birinin lacivert beyazlı formayı giyeceğinin farkındaydı. Nitekim beklentiler hiçbir zaman karşılıksız kalmadı. Müthiş blok yeteneğiyle pota altını rakiplere kapatan, savunmada hem uzunların arkasında hem de kısaların karşısında durabilen, hücumda ise özellikle potaya balyoz gibi inen smaçlarıyla çok iyi bir bitirici olan Dunston, lacivert beyazlı taraftarların gönlünde de taht kurdu. “Anadolu Efes‘in Savunma Bakanı” ya da “Dunkston” gibi lakapların sahibi olan bu nazik dev, ülkemize gelmiş en iyi yabancı oyuncularından birisi konumunda.

PETAR NAUMOSKI

Oynadığı Yıllar: 1992 – 1994 / 1995 – 1999
İstatistikleri: 16.45 sayı, 5.87 asist, 2.4 ribaunt

Bu listeyi belirli bir sıralama şeklinde yapmadık ancak eğer yapmış olsaydık listenin tepesine tereddütsüz yazacağımız isim çok net: Petar Naumoski!

Makedon oyuncu sadece Anadolu Efes tarihine değil Türkiye basketbol tarihine de damga vurmuş isimlerin başında geliyor. Ülkemize gelen en büyük oyunculardan birisi olan Naumoski, inanılmaz yetenekli bir isimdi. Ne yapacağını bilirdiniz ancak kendisini bir türlü durduramazdınız. Koçlar ne denerse denesinler, rakip oyuncular ne kadar gayretli olurlarsa olsunlar Petar gelir ve istediğini yapıp topun çemberinizden geçmesini sağlardı. Milyonlarca insana basketbolu sevdiren, basketbolla alakası olmayan insanların bile adını bildiği, çocukların parkta basketbol oynarken bir NBA oyuncusunun değil onun adını söylediği efsanevi isim…

1.94’lük boyuna rağmen oyun kurucu pozisyonunda oynayan Naumoski, en kritik anlarda bile eli titremeyen, aniden üçlükleri hançer gibi rakibe saplayan, aynı zamanda en beklenmedik anlarda bile takım arkadaşlarına muhteşem asistler yapabilen büyüleyici bir oyuncuydu. Kendisiyle özleşen 7 numaralı lacivert beyazlı formayı sırtına geçirdiği ilk sezondan itibaren kalitesini Türk basketbolseverlere ve tüm Avrupa’ya gösterip takımını Saporta Kupası finaline taşımıştı. Efes o yıl tecrübesizliğinin kurbanı oldu ancak orada elde edilen tecrübe 1996 yılında kazanılan Koraç Kupası’nda önemli bir rol oynadı. Naumoski’nin sürüklediği Efes, Avrupa devlerini tek tek dize getirip tarihi bir başarıya imza atmıştı.

Naumoski’nin Efes ile kazandığı 4 lig şampiyonluğu ve 5 Türkiye Kupası zaferi onun etkisini anlatmak için yeterli değil. Nitekim Efes, geçtiğimiz yıl kendisinin efsanevi 7 numaralı formasını düzenlenen bir törenle emekli etmişti. Büyüksün Petar, ya da Türk pasaportu aldıktan sonraki ismiyle Polat Namık!