NBA Tarihinin En Nefret Edilen Takımı: Detroit Pistons

22/Şub/18 09:08 Mayıs 2, 2020

Semih Tuna

22/Şub/18 09:08

Eurohoops.net

NBA tarihinde birçok takım kazanmak için pisliğe ihtiyaç duymuştur, ama kimse onlar kadar değil… Eurohoops Çeviri, NBA tarihinin en nefret edilen takımını karşınıza getiriyor!

By Nikola Velickovic / Çeviri: Yılmazcem Özardıç

Bu yazı ilk olarak 7 Aralık 2016 tarihinde Fadeaway World’de yayınlanmıştır.

Kötü bir namları ve görüntüleri vardı, sporun tarihinde gördüğü en pis takımlardan biri olarak anılıyorlardı. Isiah ‘Dream Team’ tarafından istenmeyen kişiydi, Mahorn ile Laimbeer korkağın teki ve aynı zamanda eşkiya olarak görülüyordu, Dumars çok sıkıcıydı ve oyunu çirkindi. Chuck Daily’nin berbat bir saç traşı vardı.

Ancak biliyor musunuz. S..lerinde bile değildi! Neden biliyor musunuz? Çünkü en iyisi ve dokunulmazken insanlar sizi elinden geldiğince kötülemeye çalışır. ‘Bad Boys’ bunun farkındaydı.

En büyük rekabeti, en büyük iki takımı ve tarihin en iyi oyuncularından ikisini en yukarı çıkarabilmek için alt etmişlerdi. Bir saniye durup düşünün. Tüm dünya LakersCeltics‘i izliyor ve bir anda birkaç tanınmayan çocuk gelip kendi hakları olan ünü almaya çalışıyor. Siz kimsiniz be? Magic ve Bird tarihin en iyi iki oyuncusu, ‘bir şey bir şey’ Thomas ve onun takımı değil.

Detroit nasıl bir şehir ki zaten? Ölü bir şehir. L.A ‘Showtime’ın merkezi ve Boston da Doğu yakasının merkezi. İyi olmayan bir şehirden herhangi başka bir takıma ihtiyacımız yok!

Sonra kazanmaya başlıyorlar ve aynı zamanda dedikodular da ortaya çıkıyor. “Onlar eşkiya, pis oynuyorlar, onlar yüreksiz.” Evet herkes Doğu Finalleri’nin 3.maçında çıkan kavgadan sonra John Most’un konuşmasını hatırlıyor. Ancak o sevdiği takımın nasıl oynadığını ve ne zaman kazanıyor olduklarını hatırlamıyordu. Larry Bird’ün Boston Celtics takımları muhtemelen NBA tarihinin en pis ve arkadan vuran takımıydı ancak yine de onlar Detroit’i bu şekilde damgalamayı başarmışlardı bile.

İzin verin de bir şey sorayım. Kimsenin sizi kabadayı gibi itip kakmasına ve savunmada sert oynayarak en azından kendi yönteminizi denemeden sindirmesine izin verir miydiniz? Evet ben de bundan bahsediyorum. Bird muhtemelen herhangi birinin sportmenliği ve mizacını eleştirmesi gereken son insan.

Ve Bird yine de tüm ‘Isiah bir ırkçı’ muhabbetinde herkes yeni biri ortaya çıkmasın diye onun arkasındayken sessiz kalmayı tercih etti. Boston Celtics o dönem en çok şampiyonluk kazanan takımdı. L.A ikinci. Detroit’in ise hiç şampiyonluğu yoktu. Ne istiyorsunuz? Hiç şampiyonluğunuz yok, ilginç değilsiniz, paranız yok, şehriniz sessiz ve Amerikan rüyası ve toplumunu temsil etmiyorsunuz.

İki Amerika’nın çarpışması gibiydi. bir tanesi televizyonlarda gösterilen gibi, her şey iyi ve güzel, toplumda problem yok. Diğeri ise ana medyanın dışında birçok sorunun olduğu, para sıkıntısının ve bakış açısının gösterilmediği yerdi. Kimse de bunu kabul etmek istemedi.

Lakers da çok suçsuz değildi, ama en azından Celtics kadar şikayet etmediler.

80’ler ligin çok daha farklı ve fiziksel olduğu, kavgaların, tartışmaların çıktığı, savunmanın daha sert uygulandığı dönemlerdi. Videolara ve hikayelere baktığınızda en büyük kavgaların o zamanlarda olduğu görebilirsiniz.

Bad Boys bir ‘takım’dı. Rodman, Bird’e dair sözlerini söyledikten sonra (“Eğer siyahi olsa sadece iyi oyunculardan biri olurdu, beyaz olduğu için en iyisi”) kimse onu medya karşısında yalnız bırakmak istemedi. Bundan sonra da ülkede en çok nefret edilen takım oldular.

Ve biliyor musunuz, bundan hoşlandılar. Motiveydiler ve herkesi yenebileceklerini, tüm ülkeyi yenebileceklerini kanıtlamak istediler. Başardılar da. Ancak yine de bir yerlerde ne kadar iyi bir takım olduklarını herkes unuttu. Yani, basketbolun oynanacağını biliyorlardı. Isiah muhtemelen tüm gezegende Michael Jordan’ı rahatsız edebilen tek adamdı. Dumars tarihteki en pürüzsüz ve sakin oyunculardan biriydi. Rodman?

Rodman hakkında ne dememiz gerek? Bir gölge düşünün, hep etrafınızda olan. Topla birlikte hareket etmeye çalıştığınızda onu geçme ihtimaliniz yoktu.

Günümüzün pivotları Laimbeer ve Mahorn’a karşı nasıl oynardı, merak ediyorum. Tabii ki bunu görmeyi çok isterdim, ligdeki en iyi hücumcuların onlara karşı sayı atmaya çalışmasını izlemek çok zevkli olurdu.

Bu takım NBA’in zirvesinde beş yıl kaldı. Ligde yeni bir çağın başlamasına neden oldu, eski krallıkları ve kralları aşağı indiren onlardı. Tarihin akışını değiştiren, Lakers ile Celtics‘i yenenler onlardı. Tüm dünyayı değiştiren onlardı.

Bulls‘un 90’larda ya da Lakers ile Celtics‘in 80’lerde yaptığına karşın onların en tepeye tırmanması çok daha zordu.

Daha önceden bahsettiğimiz oyuncular ile Marc Aguirre, Vinnie Johnson, John Salley ve çok daha fazlası saygınızı hak ediyor.

‘Bad Boys’ haksızlığa uğradı ve şimdi dahi tarihin en çok nefret edilen takımlarından biri, medya yüzünden.

Ama biliyor musunuz? S..lerinde bile değil!!!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!