Anadolu Efes – CSKA Moskova: Kalpler Dursa da Final Geldi

29/May/21 11:39 Mayıs 29, 2021

admin69

29/May/21 11:39

Eurohoops.net

Anadolu Efes, EuroLeague’de finale çıktı; Eurohoops Fırın da CSKA Moskova karşılaşmasını analiz etti.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Turkish Airlines EuroLeague Final Four Yarı Finali’nde Anadolu Efes, CSKA Moskova ile Köln Lanxess Arena’da karşı karşıya geldi.

Mücadelenin galibi 89-86‘lık skorla Efes oldu. Bu karşılaşmadaki galibiyet Final Four’larda son zamanlarda gördüğümüz en dominant galibiyetlerden birisi olmaya yaklaşırken maçın son çeyreği nefesleri kesen bir noktaya gelerek seyir zevkini de artırdı.

Anadolu Efes adına Vasilije Micic inanılmaz performansı galibiyeti getiren ana etken oldu. Micic bu maçta 25 sayı – 3 ribaund – 6 asistle mücadele etti. Sertaç Şanlı 19 sayı – 8 ribaundla öne çıkarken Rodrigue Beaubois 15, Shane Larkin 11 ve Krunoslav Simon 10 sayı attı.

CSKA Moskova’da ise Will Clyburn’ün takımını sırtlayan isim olması Efes karşısında hiçbir şekilde yeterli olmadı. 26 sayı atan Clyburn’e Daniel Hackett 17, Iffe Lundberg 15 sayıyla eşlik etti.

Eurohoops Fırın da Lacivert-Beyazlılar’ın finale yükseldiği bu maçı sizler için değerlendirdi.

Domine

Maçın başında Ergin Ataman’ın Chris Singleton tercihi çok doğru bir tercihti. Singleton her ne kadar kariyeri boyunca çok çok büyük bir savunmacı kimliğiyle anılmıyor olsa da fiziksel olarak Toko Shengelia için hücum etme zorluğunu artırabilecek oyuncuların başında geliyordu.

Sertaç Şanlı da bu bölümde Micheal Eric ve Toko Shengelia’nın üzerinde özellikle sırtı dönük savunmasında iyi kalınca çemberi savunmak düşünüldüğü kadar da zor olmadı. Shengelia’nın maç boyu çok ama çok kötü bir oyun ortaya koymasındaki en büyük etkenin Sertaç olduğunu ifade etmek gerekir.

Efes zayıf taraflara aslında malumun ilanı olan bir şekilde çok iyi servislerde bulundu. Micic’in maçın ilk yarısında takımını çok iyi yönettiği bir gerçekti. Bu da istatistik kağıdına ilk 14 dakikada 14 sayı – 5 asist gibi bir şekilde yansımıştı. İkili oyunların devamında Rodrigue Beaubois’yı topla buluşturmak veya Beaubois’ya topsuz perde aracılığıyla pozisyon hazırlamak gibi işleri artık hafızasına kazıyan bir Efes için bu bakımdan başarılı olmak çok da meşakkatli bir iş değildi.

Ayrıca Beaubois’nın top elindeyken de aslında Efes‘in tutarlı bir basketbol ortaya koyabildiğini görmek adına ilk periyot kıymetliydi. Tüm bunlar olunca Ergin Ataman ve ekibinin basıp geçmesi de gayet beklenen bir durumdu.

CSKA adına bu bölümün en önemli artısı Daniel Hackett’ın Micic’le eşleşmesinden hem sırtı dönükte hem yüzü dönükte istediğini alabiliyor olmasıydı. Bunun ve Efes‘in zaman zaman savunma konsantrasyonunu toplayamadığı anlarda buldukları pozisyonlar haricinde bir varlık gösterdiklerini söylemek mümkün değildi.

Micic dezavantajlı olduğu eşleşmelerde sorun yaşamış olsa da ekstrasını yapması gereken her savunmada elinden geleni sahaya yansıttı. Hücumda ise gerçekten o kadar üstün bir noktadaydı ki; her hücumunda bizlere teker teker gösterdi bu üstünlüğünü. Final Four maçında bu oyun büyük oyuncu oyunudur. Büyük yıldız oyunudur.

İlk yarıda Bryant Dunston – Chris Singleton – James Anderson üçlüsünün sahada olduğu bir dönem var. O dönemi Efes skor anlamında sorunlu geçmiş olsa da James Anderson’a her zaman apayrı bir parantez açmanın büyük faydası var. Kanattan ribaund bölgesine inişleri o kadar özverili biçimde oluyor ki!

Muhtemelen çok alışıldığı için olsa gerek ama Simon’un işleri fazla konuşulmuyor. Clyburn’ün savunmasında zaman zaman topsuz olarak çok iyi iş çıkardı. Clyburn’ün savunmasında zaten her zaman iyi iş çıkarmak mümkün değil çünkü istediği zaman skorunu bulur. Ancak Efes’in onu durdurabilecek bir potansiyeli olduğunu görmek bile özeldi. Adrien Moerman’ın oyunda olduğu bölümde çok küçük de olsa yardım savunmasından bir kuple görmüş olduk.

Ayrıca Simon’un diktasındaki birçok Efes hücumu çok kilit şekilde içeride bomboş kalmış bir Sertaç’ın içerideki bitiriciliğiyle sonuçlandı. Simon – Sertaç ortaklığının Efes için ne kadar değerli olduğundan sezon boyunca bahsetmiştik.

Oyunu Tutmak

CSKA genel olarak Iffe Lundberg’in sahada olduğu anlarda iyi iş çıkardı çünkü Lundberg hem yarı sahadaki çeşitliliği Hackett veya Janis Strelnieks’e nazaran çok daha farklı noktaya çekiyor hem de savunmada geleni karşılayıp toplu savunmaya oturabiliyor. O erkenden 5 faule ulaşmasaydı belki de Itoudis’in maçı çalmak için belki bir kozu daha olurdu.

Muazzam bir top hakimiyetine ve estetik değere sahip olmamasına rağmen oyun bilgisi ile becerisi doğru orantılı ilerliyor. Gerçekten çok beğeni topluyor bu sezon.

Yine son çeyreğin ilk yarısında Hackett – Clyburn eksenli olmak üzere çembere çok iyi aktıkları bir dönem oldu. Bu süreçte Efes hücumda yanıt vermekte çok zorlanmadığı için tehlike çanları çok kuvvetli biçimde çalmadı ama maç sonunda yine bir kilitlenme, yine bir seri yeme durumu söz konusu oldu.

Ivan Ukhov, Dani Hackett ve Lundberg’in sahada olduğu o bölümde aslında CSKA bütün maçın aksine iyi de savunma performansı ortaya koydu. Herkesi karşılayabilecek durumdaydılar. Zaten skor bağlamında da CSKA’nın bu maçtaki en iyi ikilileri şu şekildeydi:

Hackett ve Ukhov sahadayken skor: 45-23 CSKA lehine
Clyburn ve Ukhov sahadayken skor: 47-26 CSKA lehine
Voigtmann ve Ukhov sahadayken skor: 44-25 CSKA lehine

Bu karşılaşmada işlerine en yarayacak, savunmada en sağlam durup aynı zamanda CSKA’yı hücumdaki pozisyonel zenginliğe ulaştırıp çok kötü şut attıkları maçı değiştirecek rotasyonu buldular. Itoudis belki yaptığı birçok hamleyle maçı verme noktasına getirse de üzerine düşeni yapıp alma noktasına da getirdi.

Ergin Ataman ise son periyodun ikinci yarısında Singleton’ı 5 numaraya çekerek bir yanıt verdi. Başta harika işleyen bu düzenin hücumda hiçbir şekilde istenen ritim bulunmayınca çok da bir numarası kalmadı. Zaten bu maçlarda hamlelerinizi anlık yaparsınız, sürekli yenilemek durumunda olursunuz.

Biri sizden hakkınız olan bir şeyi almaya çalışırsa siz de onu korursunuz. Efes bunu korumakta çok zorlandı. İlk 3 çeyrek savunma-hücum ayırt etmeksizin muhteşem bir oyun oynayan Lacivert-Beyazlılar sanki maçın son 5 dakikasında yok olmuş gibiydi. 21 sayılık bir fark da öylece eriyip gitti.

Değişmelere atak etmek Larkin’in işi. CSKA da değişerek savunan bir takım. Beklersiniz ki; Shane muhteşem bir maç çıkarsın, ortalığı ateşe versin. Yok, olmadı.

Yani yapacağı iş de öyle kolay bir iş değil. Önemli ameliyatlar geçirip sezona katıldı ve ritmi geçen sezonkine nazaran daha düşük ama maçı bir şekilde bireyselliğini de iyi kullanıp savunma eforunu yükselterek çevirmiş CSKA’ya karşı bitirici hamleyi yapmak da bu takımın en yetenekli oyuncusunun borcu olsun. Bu nereye kadar gider böyle?

CSKA o kokuyu aldıktan sonra sağlı sollu atak etmeye başladı ve koskoca bir farkı çembere gide gide, gide gide erittiler. Final Four’lar böyle hikayelere müsaittir ve CSKA’nın da zaten ne kadar zorlu bir rakip olacağını maçtan önce de biliyorduk. Ancak öyle bir farkın erimesine müsaade etmenin de pek Final Four’luk bir işi yok. Aynı şeyler playofflarda da oldu.

Maçın son bir dakikasında Efes‘in finale yükselmiş olması artık ufak çaplı bir mucize gibiydi. Oyunu o kadar tutamayıp psikolojiyi o kadar CSKA’nın eline vermek imkansızı başarmak gibi bir şey oldu. Neyse ki; Clyburn kendisine teslim edilen son 2 topta berbat tercihler yaparak takımının final şansını yitirmesini sağladı. Bir nevi, Clyburn’le yaşayan Clyburn’le ölmüş oldu.

Hele ki 7.8 saniye kala kendisine izolasyon oynasın diye açılan son hücumda yersiz bir üçlük denemesi gerçekten aklın almayacağı ancak Efes‘in de işine gelecek bir şeydi. Singleton’ın üzerine gitseydi faul çıkarabilirdi, sayı çıkarabilirdi, basket faul çıkarabilirdi. Hiçbir şey çıkarmasaydı bile en azından mantıklı bir şey yaparak kaybettiklerini düşünürdük.

Efes ise güle oynaya olmasa bile kendini bir şekilde finale atmayı başardı. Sonuna kadar hak ettikleri bir maçı kazanmış oldular.

Bu yazıda kullanılan istatistikler 3stepsbasket.com‘dan temin edilmiştir.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!