Jaycee Carroll’dan Eurohoops’a: “Fenerbahçe, 2017’de Yenilmez Bir Takım Gibiydi”

2024-03-05T17:35:49+00:00 2024-03-05T17:35:49+00:00.

Meliksah Bayrav

05/Mar/24 17:35

Eurohoops.net

Real Madrid’in unutulmaz şutörü Jaycee Carroll, EurohooPOD’un yeni bölümüne konuk oldu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Jaycee Carroll, hiç şüphesiz Real Madrid ve Avrupa basketbolu tarihinin en unutulmaz figürlerinden biri. Real Madrid‘in altın çağının çok kritik bir parçası olan Carroll, müthiş üçlük becerisi sayesinde kendine EuroLeague tarihinde özel bir yer edindi.

Yaklaşık üç yıl önce basketbolu bırakan unutulmaz şutör, Eurohoops’un podcast programı EurohooPOD’un konuğu oldu. Carroll, bu programda Antonis Stroggylakis ve Cesare Milanti’nin sorularını cevapladı.

Yarı finalde Fenerbahçe‘ye elendikleri 2017 Final Four’una değinen Carroll, şunları söyledi:

Fenerbahçe çok iyiydi, gerçekten çok iyiydi. Kazanmak için çok mücadele etmiştik ama o yıl Fenerbahçe yenilmez bir takım gibiydi. Özellikle Ekpe Udoh’u durduramamıştık ve bizi yenmeyi başarmışlardı.”

Luka Doncic’in ismini ilk olarak 2012’de duyduğunu söyleyen Carroll, Luka’nın gelişiminden şu sözlerle bahsetti:

“Luka Doncic’in adını ilk olarak 2012 veya 2013’te duydum. O zamanlar 11 yaşındaydı, o zaman kulüpte herkes ‘bu çocuk çok iyi bir oyuncu olacak’ diyordu. O günden itibaren Luka’yı zaman zaman takip etmeye çalıştım, zaten çok geçmeden bizimle beraber idmanlara çıkmaya başladı. 2015’ten itibaren kadronun bir parçası olmaya başlamıştı, ilk başlarda yedek kulübesinin en sonunda otururdu. Kısa süre sonra yedek kulübesinin ortalarında oturmaya, ondan sonrasında da süre almaya başladı. 17 yaşına geldiğinde takımın as oyuncularından biriydi, 2018 yılında ise EuroLeague MVP’si seçildi. Onun gelişimine tanıklık etmek inanılmaz bir şeydi.”

Carroll, 2018’de saha avantajı olmadan oynadıkları Panathinaikos serisine ve sezonun kalan kısmına değindi:

“Açıkçası 2018 yılında bize yönelik beklentiler çok yüksek değildi, normal sezonu beşinci sırada bitirip Panathinaikos‘la eşleşmiştik. Saha avantajı onlardaydı ve ilk iki maçı OAKA’da oynamak zorundaydık. Ayrıca Sergio Llull sakatlığı yüzünden o sezon aramızda yoktu. Hatırlarsanız ilk maçın ilk çeyreğinde 27-3 geriye düşmüştük, o maçı çok farklı bir şekilde kaybetmiştik. Açıkçası durum çok parlak değildi. O gece Pablo tüm takıma maçın tekrarını izletmişti, video seansı 4 saat civarı sürmüştü. O dört saat kesinlikle hiç eğlenceli geçmemişti (gülüyor). Yine de bu durum bizi çok gaza getirmişti ve hepimiz ‘bunun bir daha yaşanmasına izin veremeyiz’ mantalitesine gelmiştik. İkinci maçta ise bambaşka bir görüntüdeydik, o maçı kazandık ve sezonun kalanında çıktığımız hiçbir EuroLeague maçını kaybetmedik.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!