EuroLeague Playoff: 4 Eşleşme 8 X-Faktör

11/Nis/19 14:19 Nisan 11, 2019

Utkan Sahin

11/Nis/19 14:19

Eurohoops.net

EuroLeague playoff’larında her takımın x-faktörü kimler olabilir?

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Playoff öncesinde her değerlendirme genellikle yıldızların sahaya neler koyabileceğine dair olur ve eşleşmeler hep bu durum üzerinde değerlendirilir.

Fakat playoff başladıktan sonra karşımıza hep bir x-faktör hikayesi de çıkar.

Normal sezonun aksine playoff’ta takımlar rakiplerinin güçlü ve eksik yanlarını neredeyse hatim eder ve buna göre hazırlanır. Bu hazırlanma sonucunda playoff öncesi ismi belki de hiç konuşulmayan birisi bakarsınız gidişatı değiştiren isim olur.

Playoff tarihi boyunca biz bu hikayeyi çok gördük. Geçen sezon 37 yaşındaki Reyes’in yaptıkları, 2017’de Kalinic‘in playoff performansı yahut 2013’te Tyus’un bütün kariyerini şekillendiren performansı playoff’ta sergilemesi gibi…

Bu hikayeleri gören Eurohoops Fırın, 8 takım içinde playoff serilerinde x-faktör olabilecek birer oyuncu çıkardı. X-faktör olabileceğini düşündüğümüz isimlerin hiçbiri bir yıldız değil ama seri içerisinde kritik katkılar verip, takımının bir eksiğini kapatabilecek isimler.

Neyse çok da uzatmayalım, karşınızda x-faktör olabilecek o isimler…

CSKA Moskova: Joel Bolomboy

İstatistikleri: 22 maç, ortalama 10 dakika 3.0 sayı, 2.0 ribaund, 0.5 asist

Baskonia‘nın en güçlü yanı çok açık bir şekilde pota altı! İspanyol ekibi, sayılarının %37.8’ini uzunlarından buluyor. Üstelik ribaund yüzdesi en yüksek takım da %53.4 ile onlar.

CSKA Moskova ise ribaundlarda ya da potayı savunmada kötü bir takım değil. Her iki istatistikte de ilk beşte yer alıyor fakat aynı zamanda zayıf noktaları da burası. Son iki sezonda normal sezonda kaybettikleri 12 maçın 8’inde 30 ribaundun altında kaldılar. Tempoyu bu kadar zorlayan bir takımın temponun ana kaynağı olan ribaundları alamamasının böyle bir sonuç doğurması normal.

Bu sebeple CSKA Moskova için seri içerisinde en kritik noktalardan birisi bu olacak.

Clyburn, Hines ve Hunter gibi isimlere bu konuda çok iş düşecek ama  başka birisine daha ihtiyaç duyabilirler: Joel Bolomboy.

Pasaport işlemleri sebebiyle sezona geç giren Bolomboy, Itoudis’in hala pek güvenini kazanamadı fakat süre aldığı zamanlarda sahada işleri değiştirebilecek enerjiyi koyduğunu gördük. 2.05 boyundaki uzunun 2.0 ribaund ortalaması belki size çok etkileyici gelmeyebilir ama sahada olduğu anlarda takım içerisinde ribaund yüzdesi yüksek isimlerden biri de o!

Baskonia‘nın çok geniş bir rotasyonu var. Bu sebeple CSKA kenardan bir enerji arayabilir ve Bolomboy eğer fırsat bulursa enerjisi ve atletizmiyle CSKA’nın zayıf tarafını dengeleyecek isim olabilir.

Baskonia: Shavon Shields

İstatistikleri: 29 maç, ortalama 24 dakika 9.7 sayı, 3.0 ribaund, 1.1 asist

CSKA Moskova, modern EuroLeague boyunca oynadığı 13 playoff serisini de kazandı. Üstelik bütün playoff’larda içeride sadece bir kez kaybettiler. Bu yüzden Baskonia‘nın işi çok zor.

Evlerinde oynanacak olan Final Four’a ulaşmak istiyorlarsa CSKA‘yı bozmak zorundalar ve bunun için en önemli pozisyon kanatlar. Bu sezon içerisinde yaşadığı liderlik değişimiyle artık CSKA’da takımın liderleri Higgins ile Clyburn!

Higgins çok daha lider ve öldürücü bir oyuncu fakat Clyburn de tüm Avrupa’da eşleşilmesi en zor isimlerin başında geliyor. 2.01 boyunda olup, hem üst vücudu bu kadar kuvvetli hem de atletizmiyle fark yaratan çok fazla oyuncu yok.

Baskonia seriye ortak olacaksa onunla eşleşebilecek bir isim bulmak zorunda ve kadroya baktığımızda buna en uygun isim Shields! Normalde Garino’nun fiziksel olarak hazır olduğuna inansam Arjantinli ismi seçebilirdim fakat değil ve o hazır değilken Baskonia’nın Shields’ten bunu beklemesi gerekiyor.

Clyburn gibi her iki forvet pozisyonunda da oynayabilen Shields, atletizm olarak belki cevap vermekte zorlanabilir ama üst vücudunun kuvvetli olması sebebiyle Clyburn’ün dengesini de bozabilir. Ayrıca zeki bir oyuncudan bahsediyoruz. Eğer görevi Clyburn’u durdurmak olursa savunmada ortaya bir zeka koyabilir. Clyburn’ü tamamen durdurması çok zor ama yavaşlatması bile seriyi daha dengeli hale getirir.

Avrupa’nın en iyi kanatlarından biri olmadan önce Pete Mickael, 2008’de Baskonia formasıyla playoff’a kadar pek etkili değildi ama Partizan serisini değiştiren isim olmuştu. İkisi aynı seviyenin oyuncusu demiyorum fakat Shields için de belki de kariyer gelişimi aynı Mickael gibi olur.

Fenerbahçe Beko: Ahmet Düverioğlu

İstatistikleri: 25 maç, ortalama 11 dakika 3.1 sayı, 2.2 ribaund, 0.6 asist

Geçen sezonun son bölümünde gösterdiği atılım ile Ahmet Düverioğlu sezonu çok iyi kapamıştı. Bu sezon bu atılımın devamı beklense de Ahmet için şu ana kadar çok iyi bir sezon olmadı. 26 yaşındaki pivot, sakatlıklarla başlayan sezonda bir türlü ritmini bulamadı ve Fenerbahçe‘de ender bulunan küçük endişelerden biriydi.

Fakat Zalgiris serisi onun için daha farklı olabilir.

Bu zamana kadar Ahmet, Fenerbahçe için kadrodaki çeşitliliklerden biriydi ve bu sebeple istikrarsızlığı sineye çekilebilirdi. Ancak playoff öncesi işler pek öyle değil. Takımın diğer iki pivotu Vesely ile Lauvergne sakatlıklarla uğraşıyor. Gelen son haberlere göre Vesely‘in oynaması bekleniyor ancak Lauvergne’in dönmesi zor. Üstelik Vesely de muhtemelen tam olarak hazır dönmeyecek.

Bu sebeple artık Ahmet, Fenerbahçe için sadece çeşitlilik değil, aynı zamanda bir ihtiyaç.

Fenerbahçe zaman zaman yine kısa beşlere dönmeyi düşünebilir fakat Saras, bir Pianigiani değil. Muhtemelen playoff öncesi takımını sürekli kısa beşlere karşı hazırlayacaktır. Bununla birlikte Zalgiris, oyunun temelini fiziksel ve potaya yaklaşma üzerine kurmuş bir takım. Mümkün olduğunca burada baskın olmaya çalışacaklardır. Geçen sezon Final Four’da da gördüğümüz gibi Fenerbahçe’nin elinde bu iş için en uygun isim Ahmet!

Zeljko Obradovic de muhtemelen bunun farkında ve bence kurt hoca playoff’a kadar her gün Ahmet’e ayrı bir önem verecektir çünkü iyi bir Ahmet, onun elini çok rahatlatır.

Ahmet’in playoff öncesinde Fenerbahçe’den 3 yıllık yeni kontrat almasının bir sebebi de belki budur. Sahada daha agresif ve motive bir Ahmet görebiliriz.

Zalgiris Kaunas: Thomas Walkup

İstatistikleri: 30 maç, ortalama 16 dakika 5.1 sayı, 2.2 asist, 2.7 ribaund

Thomas Walkup yaz döneminde beni en çok heyecanlandıran transferlerden biriydi. Almanya’da geçirdiği sezondan sonra onun Saras Jasikevicius gibi bir koçla çok daha yukarı çıkabileceğini düşünüyordum fakat öyle olmadı. Hatta hayal kırıklığı diyebileceğimiz bir sezon yaşadı.

Sezonun ilk 18 haftasında Panathinaikos maçı dışında yetenekleri bir yana sahada bir iz bile bırakmadı. Fakat son dönemde işler değişti. Hala gümbür gümbür bir Walkup izlemiyoruz ama son dönemde çok daha efektif.

Westermann’ın gelmesiyle birlikte üstündeki yükten kurtulan Walkup, Zalgiris‘in son 8 haftada 7 galibiyet aldığı dönemde işleri değiştiren isimlerden biri oldu.

İlk 22 hafta: 3.8 sayı, 2.5 ribaund, 1.8 asist
Son 8 hafta: 8.5 sayı, 3.1 ribaund, 3.3 asist

Seriye gelirsek Walkup, Zalgiris‘in elindeki kısalar arasında Fenerbahçe‘nin problemlerini en iyi cezalandırabilecek isim. Sarı-lacivertli ekibin son 2 yılda en büyük problemi tepeden ya da forvetten kolay delinmek. Özellikle Vesely hazır değilken bu konuda Fenerbahçe daha da zorlanacaktır. Walkup ise Westermann’a göre çok daha iyi bir delici ve özellikle son dönemde forvetten Davies ile oynadıkları ikili oyunlarda çok daha uyumlu.

Bu sebeple seri öncesinde çok konuşulmasa da Walkup serinin Zalgiris adına kader adamlarından. O iyi oynarsa Zalgiris’in işleri dengeleme şansı o kadar artacak.

Anadolu Efes: Krunoslav Simon

İstatistikleri: 30 maç, ortalama 24 dakika 9.6 sayı, 3.7 ribaund, 2.8 asist

Krunoslav Simon, Anadolu Efes için çok önemli bir oyuncu. Hatta bu listedeki isimler arasında takımdaki yeri en büyük ve kritik olan oyuncu da o. Bunların farkındayım fakat bu sefer “x-faktör” kelimesinde anlam değişikliğine gitmek istediğim için Simon’u seçtim.

Hırvat forvet, uzun EuroLeague kariyeri boyunca her zaman çok yönlülüğü, oyun bilgisi ve forvetten ikili oyun oynayabilme yeteneği sayesinde değerli bir oyuncu oldu. Fakat bunlarla birlikte sertliği çok sevmemesi, savunmayı hiç sevmemesi ve verimliliği hep konuşuldu.

Bu sezon ise daha farklı bir profilde bir Simon izliyoruz. Tamam, hala çok sert bir oyuncu değil ve hala savunmada bazen problem yaratıyor. Fakat bireysellikten daha çok takımı her şeyin önüne koyan bir Simon var.

Eskiden onu değerli kılan şeyleri saha içinde yapmayınca tembelliğe vuran Simon gitti, yerine takım için ne gerekiyorsa, sevmiyorsa bile yapan Simon geldi. Bu da Efes‘e büyük bir avantaj kattı.

Yeri geldi Efes ribaund problemi yaşadığında gitti ribaundları çekti, yeri geldi guardlar durdu ve hücumu organize etti. Yeri geldi maçı bitirecek sorumluluğu aldı. Efes‘te oyun içerisinde neyi eksik gördüyse o noktaya yöneldi ve birleştirici bir parça oldu.

Efes-Barcelona serisi gibi herkesin 5 maça gitmesini beklediği bir seride de Simon’un bu yönü çok değerli olacaktır. Belki maç sonrası herkes Larkin, Micic ya da Moerman’ın performansını konuşacak ama aslında Simon da zafere giden yolda birçok problemi çözecek isim olacak ve kahraman olacak.

Barcelona Lassa: Jaka Blazic

İstatistikleri: 22 maç, ortalama 13 dakika 5.5 sayı, 2.4 ribaund, 0.5 asist

Barcelona, EuroLeague’in çeşitlilik açısından eli en kuvvetli takımlarından biri. Hatta bu konuda lider Fenerbahçe Beko’nun bile önündeler. Sezonu 5. sırada tamamlamalarında en büyük etken de bu.

Koç Pesic de bu çeşitlilikle oynamayı seviyor. Sezon boyunca dikkat ederseniz, kalıplaşmış bir rotasyon onlarda çok görmedik. Genellikle rotasyonlar değişti. Bunun üstüne Efes ile oynayacakları başa baş seriyi düşünürsek de Sırp koçun kesin farklı bir şeyler hazırlayacağını varsayabiliriz. Bu açıdan da Barcelona’yı tahmin etmek zor.

Yine de bir tahmin yapacaksam ben bahsimi Blazic’ten yana kullanırım.

Evet, Blazic Barcelona hücumu için çok verimli bir parça değil ama savunmada Pesic’in elini kolaylaştıracaktır.

En basitinden bence Efes maçlarında birçok kez gördüğümüz gibi Pesic kesinlikle zaman zaman fizikli beşlere dönecektir ve Blazic bu beşler için çok uygun isim. Bunun yanında Hanga’yı savunmada daha büyük, toparlayıcı bir rolde kullanmak isteyeceği için Pesic’in Blazic gibi sahaya enerji getirebilecek bir kısaya ihtiyacı var.

Üstelik elindeki diğer seçeneklere bakarsak da Blazic’ten başka çok fazla şansı yok. Evet, hatırlayacağınız gibi Blazic, İstanbul’daki maçta Larkin karşısında çok zor durumlara düştü ama playoff’ta biraz enerjisiyle işleri değiştirebilirse bir anda serinin önemli değişkenlerinden biri haline gelebilir.

Real Madrid: Fabien Causeur

İstatistikleri: 30 maç, ortalama 14 dakika 5.2 sayı, 1.7 ribaund, 1.5 asist

Real Madrid sezonu bir şekilde üçüncü olarak bitirdi ama son şampiyon olarak çok da tatmin edici bir sezon geçirmediler.

Yazın Doncic’i kaybettikten sonra büyük bir hamle yapmayan İspanyol devi, Llull-Campazzo-Causeur üçlüsüne güvendi. Fakat bu güvenlerinde önemli ölçüde yanıldılar.

Llull beklentilerin çok altında bir sezon geçirirken Causeur ise tüm sezon sevimli hayalet Casper gibi etrafta dolaştı. Dolayısıyla yaratıcı oyuncu rolü sadece Campazzo’ya kaldı. Eğer Randolph hayata geri dönmese çok daha sert bir normal sezon geçirebilirlerdi.

Sezonun artık en kritik noktasına geldik ve bu saatten sonra sadece yetenek tavanıyla kazanamazlar. Llull, büyük ihtimalle playoff’ta olmayacak ve sadece Campazzo’yla Panathinaikos‘a karşı direnmeleri çok zor. Bu sebeple de Causeur’in hayalet modundan çıkması lazım.

Geçen sezon bu takımda neler değiştirebildiğini final maçında çok açık bir şekilde göstermişti. Şimdi Madrid’in ona çok ihtiyacı var. Muhtemelen Laso onu hayata geri döndürmek için playoff’a kadar çok uğraşacaktır.

Panathinaikos: Georgios Papagiannis

İstatistikleri: 23 maç, ortalama 11 dakika 4.2 sayı, 2.7 ribaud, 0.6 blok

Georgios Papagiannis belki de Rick Pitino’dan sonra Panathinaikos‘ta tüm sezonun kaderini değiştiren 2. adam. Evet, Calathes’ten bile önde!

Sezona 102.5 (!) yaş ortalaması uzun rotasyonuyla başlayan Yunan devi, ilk 24 hafta bu problem sebebiyle sürekli sorun yaşadı. Pivotlar ligi gibi oynanan sezonda en vasat takımlar bile onlara dert oldu. Yaş ortalamasını düşürmek için Lasme-Payne değişikliğine gittiler ama o da yeterli olmadı.

Fakat 24. haftadan itibaren Papagiannis top oynamaya başlaması her şeyi değiştirdi. O haftaya kadar NBA kariyerinin devamı gibi Yunan pivot, tam bir hayal kırıklığıydı. İlk beşe yerleşmesiyle her şey değişti ve Panathinaikos büyük problemini çözerek 7 maçta 6 galibiyet alarak playoff’a kaldı.

İlk 23 hafta: 2.1 sayı, 1.5 ribaund, 1.5 ikilik deneme (%66.6 saha içi)
Son 7 hafta: 9.0 sayı, 5.2 ribaund, 5.2 ikilik deneme (%81.0 saha içi)

Playoff’ta da Panathinaikos bu performansına muhtaç. Real Madrid, EuroLeague’in en iyi uzun rotasyonuna sahip takımı. Üstelik genç pivot olmadan Walter Tavares ile eşleşmeleri çok zor. Bu açıdan eğer Panathinaikos yıllar sonra Final Four’a kalacaksa Papagiannis iyi performans sergilemeden bu çok zor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!