by Bleacher Report / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Yeni bir NBA sezonu başlıyor. Bu da basketbol dünyasının eşsiz yıllık ritüelinin vakti geldiği anlamına geliyor: Favori Takımınızın neden berbat bir sezon geçireceğini keşfetme zamanı.
Ve tabii ki neden kesinlikle şampiyon olamayacağını konuşacağız.
Bu egzersiz, kolay alınan egolar için uygun değil. İncelikli düşüncelere de yer yok. Burada kötü şakalar, kolay hedefler, bol abartı ve zaman zaman gerçekten üzerinde durulması gereken birkaç fikir var.
Açık olalım: Favori Takımınızdan nefret etmiyorum. Ancak içerik uğruna, ondan nefret ediyormuş gibi davranıyorum ve aynı anda herkesin favori takımını seviyormuşum gibi yapıyorum. Favori Takımınız sezonu bir şampiyonluk bayrağıyla bitirmeyecek. O onur başka bir takıma ait olacak. Uyarıldınız.

Atlanta Hawks
Özetle: Takımınızın en iyi oyuncusuna güvenmiyorsanız, kazanmaya da güvenemezsiniz.
Hawks iyi bir yaz dönemi geçirdi. Belki Kyle Korver’ın All-Star olduğu dönemden bu yana ilk kez 43 galibiyetin üzerine çıkabilirler. Şimdiden “2025 Yazı: Geçer Not Aldık” pankartını asabilirler.
Ama takımın kendi yıldızına güvenmediği bir ortamda başarıya inanmak zor. Trae Young hâlâ yeni bir sözleşme imzalamadı ve 2026-27 sezonu için oyuncu opsiyonu bulunuyor. Bu da sezon ortasında dedikodular, takas söylentileri ve Pat Beverley’in podcast’inde bitmek bilmeyen bölümler anlamına geliyor.
Trae’in değerini tartışmak “salary cap uzmanı” puanları kazandırabilir, ancak bu takımın uzun vadeli bağlılık eksikliğini gizlemiyor. De’Aaron Fox bile yalnızca 17 maç oynadığı ve hâlihazırda iki topa yönelme meraklısı guard bulunan San Antonio Spurs’ten uzun vadeli güvence aldı. Hawks’ın böyle bir güveni yok.
Jalen Johnson’ın tüm sezonu sağlıklı tamamlaması iyimserlik olur. Luke Kennard’ın top yönlendirmede süreklilik göstermesine güvenmek ise onun sakatlık geçmişini hiçe saymak demektir. Hawks, Kobe Bufkin’i neredeyse para cezası değerinde (110.000 dolar) takas etti.
Takım daha iyi görünüyor ama hâlâ Hawks. Drama ve sakatlıklardan uzak olsalar bile, ortalama olmak onların kaderi.
Boston Celtics
Özetle: Şampiyonluk yüzüğü üreticileri indirim kodu kabul etmez.
Jayson Tatum’un Aşil sakatlığının ardından Celtics niyetini belli etti: Bu sezon bir boşluk yılı. Üstelik Sacramento Kings’in her yıl istemeden yaşadığı türden değil, bilinçli bir boşluk yılı.
Yazın teması maaş azaltmaktı. Takım ikinci vergi basamağından kurtuldu, ilkinden çıkmak üzere. Tamamen vergi dışına çıkmaları yakındır.
Yetenek hâlâ bol, ancak Mart ayına gelindiğinde Jaylen Brown ve Derrick White, uydurma isimli sakatlıklarla haftalarca forma giymeyecek. Ortalama 17-18 maç, “kaş kıllarının batması” gibi absürt nedenlerle kaçırılacak.
Sezon sonunda Baylor Scheierman, Cam Thomas’ı bile utandıracak kadar fazla şut deneyecek; Maksym Shulga pivot olarak başlayacak. Tatum’un bire bir antrenman efsaneleri ortalıkta dolaşacak ve Boston, TD Garden’da The Town filminin Joe Mazzulla anlatımlı özel versiyonunu yayınlayacak.
Brooklyn Nets
Özetle: Derslerini aldılar.
Geçen sezon yeterince kaybetmeyen Nets, bu yıl işi ciddiye alıyor. 2027 draft hakları Houston Rockets’a geçmeden önce, kendi seçimlerinden son kez faydalanmak istiyorlar.
Beş birinci tur seçimlerinin tamamını tuttular. Dördü guard özellikli oyuncular, biri ise 2.11 boyunda olup guard olmak isteyen bir uzun. Cam Johnson gitti, Michael Porter Jr. geldi.
Jordi Fernandez sonunda fazla iyi koçluk yaptığı için cezalandırılmayacağı bir kadroya sahip. Eğer bu kadroyla bile başarı sağlarsa, GM Sean Marks onu kovup yerine Drew Timme’yi getirir.
Charlotte Hornets
Özetle: 10. yıl dönümü hediyeleri genellikle teneke veya alüminyumdur.
Hornets’ı playoff’a davet etmek herkes için garip olurdu. On yıldır playoff’a kalamadılar. Kuzey Karolina’daki birçok beşinci sınıf öğrencisi, bu takımın Nisan sonunda hâlâ sezon oynadığı bir yılı hiç yaşamadı.
Her umut, LaMelo Ball’un sağlıklı kalmasına bağlı. Ama o, Mason Plumlee hâlâ kadrodayken son kez sezonun son maçına çıkmıştı.
LaMelo’nun etrafını şutörlerle çevrelemek doğru bir adımdı, ancak pivot rotasyonu o kadar zayıf ki New Orleans Pelicans bile utanır. Savunma ilk 20’ye girerse, koç Charles Lee’nin heykelini dikmek gerekir.
Eğer galibiyetler Eric Collins’in heyecanına göre ölçülseydi, Hornets bir şampiyon olurdu. Ama ölçülmüyor.
Chicago Bulls
Özetle: Hırs, başarının düşmanıdır.
Chicago Bulls’u playoff adayı olarak görmek, onların kimliğine ihanet olur. Bu takım play-in turnuvasının simgesi haline geldi.
39-40 galibiyet civarında gezinmeleri tesadüf değil, alışkanlık. Koç Billy Donovan estetik bir hücum kurdu, yönetim Matas Buzelis’i draft etti. Ancak organizasyonun bunları Nikola Vučević’i ligin “top merkezinde lider” yapmak uğruna mahvetmesi bekleniyor.
Takımın elinde birçok bitmek üzere olan sözleşme var. Bu da transfer için fırsat yaratıyor ama genellikle kendi aleyhlerine sonuçlanıyor. Bulls’un tek istikrarı, istikrarlı biçimde sıradan olmaları.

Cleveland Cavaliers
Özetle: Şampiyon olamazsın, ama bahaneler liginin şampiyonu olabilirsin.
Donovan Mitchell döneminde üç yıl geçti, iki playoff serisi galibiyeti ve sıfır ciddi ikinci tur performansı var. Ama her şeyin bir açıklaması mevcut. Sakatlıklar, fiziksel zorluklar, yanlış koçluk tercihleri…
Bu sezonun bahanesi ne olacak? Dean Wade ve De’Andre Hunter’ın dayanıklılık eksikliği mi? Lonzo Ball’un oynayamayışı mı? Garland’ın boyunun uzamaması mı?
Doğu zayıflamışken fırsat kapısı aralanabilir. Ama muhtemelen yine ikinci turda 5 maçta elenecekler ve bunu makul bir şekilde açıklayacaklar.
Dallas Mavericks
Özetle: Nico Harrison’ın planında top sürmek yok.
Mavericks çok büyük bir takım kurdu. Savunma iyi olabilir ama hücum gözle görülür şekilde zorlanacak. D’Angelo Russell ve Klay Thompson’a bu kadar güvenmek cesaret ister.
Kyrie Irving’in 34 yaşında ve ciddi bir sakatlıktan dönüyor olması her şeyi çözmeyecek. Dönüş tarihi belirsiz; belki de ay döngüsüne bağlı.
Cooper Flagg’in oyuna yön vermesi güzel bir fikir, ancak spacing o kadar kötü ki bu durum travma yaratabilir. Harrison’ın vizyonu dışarıdan görülmüyor ama o, bunun planın bir parçası olduğuna inanıyor.
Anthony Davis’in sonunda uzun oynamak zorunda kalmadığı bir takıma geçtiğini görmek de ilginç olacak.
Denver Nuggets
Özetle: Maaş defteri yarışını zaten kazandılar.
Yönetim, takım sahibi para kaybetmesin diye 2032 draft hakkını sattı, ligin ortalama oyuncularını takas etti ve Yunanistan’da oynamak isteyen bir pivot aldı.
Bu sezonun hedefi yine aynı: Nikola Jokić sahadayken harika olmak, o yokken batmamak. Ancak yedek oyun kurucu yok, Murray’in tek başına oynadığı dakikalar hiçbir zaman işe yaramadı.
Rol oyuncuları ya şut atamıyor (Braun, Watson), ya da savunma yapamıyor (Strawther). Fakat genel tabloya bakarsak, Nuggets kendini iyi hissediyor.
Detroit Pistons
Özetle: Javonte Green ellerindeki en iyi 3&D oyuncusu.
“Gelişim doğrusal değildir” ifadesi aslında “hiç gelişmedik” anlamına geliyor. Kadroda ciddi bir ilerleme yok.
Jaden Ivey’nin kısa süreli iyi üçlük yüzdesine rağmen sakatlıktan dönüyor olması riskli. Tobias Harris’in fazlasıyla iyi oynaması gerekiyor.
Kanat rotasyonu yine zayıf. Ron Holland ve Ausar Thompson gelişmeye devam edecek ama “şut atmayı öğrenmek” bir yazda kazanılacak bir beceri değil. Giannis Antetokounmpo’nun bile orta mesafeyi öğrenmesi 10 yıl sürdü.
Ve unutmayalım: J.B. Bickerstaff’ın koçluk ettiği hiçbir takım ikinci turun beşinci maçını geçemez.
Golden State Warriors
Özetle: 37, 32, 36, 35, 39.
Bunlar sayısal loto numarası değil, ilk beşin yaşları. Clippers bile bu kadar yaşlı görünmüyor.
Curry, Jimmy Butler ve Draymond Green birlikte sahadayken etkiliydi, ancak hiçbiri sakatlıklardan muaf değil. Jonathan Kuminga’nın her hücumda topu kendi üzerine alacağı neredeyse kesin.
Bu takımın en iyi ihtimali hâlâ şampiyonluk; en kötü ihtimali ise Butler, Green ve Kuminga’nın emeklilikte halkla ilişkiler üzerine bir podcast başlatması.
Houston Rockets
Kısa Özet: Kadronun 11 oyuncusu uzun forvet veya pivot pozisyonunda oynuyor.
Birileri mutlaka bize “pozisyonlara takılıp kalmak artık 2015’te kaldı” diyecek, gözlerini devirecek ve bakır kupasından Moscow Mule yudumlayacak. Haksız da sayılmazlar.
Ancak Houston Rockets’ın sorunu, gard veya kanat oynaması gereken oyuncularının forvet ya da uzun gibi oynaması. Fred VanVleet’in sağ diz ön çapraz bağ sakatlığından önce bu durum tolere edilebilirdi. Şimdi ise bu onların sonunu getirebilir.
VanVleet geçen sezon Rockets’ta üçlük isabetlerinde üçüncü sıradaydı. İlk iki sırada Jalen Green ve Dillon Brooks vardı. İkisi de artık Phoenix’te — yani basketbolun çorak topraklarında. Dördüncü sırada Jabari Smith Jr. vardı, ama onun top hakimiyeti Dallas Mavericks’te bir oyun kurucu olarak başlayabilecek seviyede.
Sorunun kalbi burada yatıyor: Rockets artık aynı anda pas verebilen, top sürebilen ve şut atabilen oyunculardan yoksun. Belki Reed Sheppard bir gün bu oyuncu olur, ama o henüz çaylak sayılır. Amen Thompson geçen sezon tepe üçlüklerinde %15’in altında isabet buldu. Aaron Holiday’in de Prime Damian Lillard’la akrabalığı olmadığı ortaya çıktı.
Kevin Durant bu üç özelliği taşıyor gibi görünebilir, ama dikkatli bakarsan fark edersin: Onu bir oyun kurucu gibi kullanamazsın. Üçlük hacmini artırmaktan çok, Twitter’da kendisine yazılanları görmezden gelmeyi tercih eder.
Houston teorik olarak takas piyasasında hareket edebilecek varlıklara sahip, ancak Aralık ayına kadar ciddi biçimde oynatılabilir kontratları yok. Clint Capela’nın geri dönüşü ise tüm yaz döneminin “ne alaka?” hareketi gibi görünüyor. Bu takım, bir yandan jenerasyonluk bir skorer eklerken diğer yandan 4 numara, 5 numara ve “4 numara kılığına girmiş gard/kanat” stokunu artırarak hücumda daha da kötü hale gelmeyi başardı. Dürüst olmak gerekirse bu da kendi içinde etkileyici.
Indiana Pacers
Kısa Özet: Takımın kimliğinin büyük bölümü ya sakat ya da Wisconsin’de.
Indiana Pacers’ın asla pes etmeyeceğine, tanking düşünmeyeceğine ve sonunda her şeyin yoluna gireceğine olan inanç artık delilik sınırında. Tyrese Haliburton, NBA Finalleri’ne çıkan hücumun kalbiydi, ama Aşil sakatlığı nedeniyle sezonu kaçıracak. Yine de bu takım bir şekilde “çözüm bulacak” mı?
Bu nasıl olacak? Andrew Nembhard, her gece 30 dakikadan fazla tam saha savunma yaparken aynı zamanda yüksek hacimli ve verimli bir üçlükçüye mi dönüşecek? Bennedict Mathurin doğasına aykırı davranıp pas mı verecek? Aaron Nesmith her yıl yalnızca “Prime Kawhi Leonard savunması” becerisi mi ekleyecek?
Myles Turner’ın gidişi de hafife alınıyor. NBA Finalleri’nde elit bir savunmaya karşı zorlanması, onun 5 numarada yarattığı saha açma etkisini değersiz kılmaz. Onun eksikliğini Jay Huff 11 dakikalığına benzer bir performans gösterdi diye unutamazsın. Pascal Siakam–Obi Toppin ikilisinin net rating’i ezberlenmiş olsa bile Turner’ın değeri yerini doldurmakla ölçülemez.
Koç Rick Carlisle basketbol dâhisi olabilir, ama sihirbaz değil. Kadro derinliği belli ölçüde ilgi çekici olsa da bu takımın 30 küsur galibiyet alıp “fırsat sezonunu” heba etme ihtimali çok yüksek.
Los Angeles Clippers
Kısa Özet: Yaşı tersine çevirmek gerçekçi bir hedef değil.
Geçen sezonu küçük beşlerle oynayarak, savunmada kaos yaratarak ve hızlı hücumlarla geçiren Clippers, yazın kadroya bakıp “Ya biraz daha yaşlı, biraz daha yavaş olsak?” diye düşünmüş olmalı.
Kadro ortalama yaşı 29,6. NBA, 2012-13 Miami Heat’ten bu yana bu kadar yaşlı bir takıma şampiyonluk vermedi. O takımda Prime döneminde LeBron James vardı. Clippers’ta ise Prime döneminin ortasında… Ivica Zubac var.
Kadroda yetenek bol. Normal sezondaki sakatlıkları tolere edecek derinlik de mevcut. Ama Kawhi Leonard hâlâ en iyi oyuncuları ve hâlâ sakatlık riskiyle yaşıyor. Toronto’dan geldiğinden bu yana geçen altı sezonda takımının sezon son maçında sadece iki kez sahada olabildi. Onun 65 maç oynaması ve playoff sonuna kadar sağlıklı kalması, sokakta ağaç diktiğini görmekten daha düşük bir ihtimal.
Ayrıca herkesin James Harden ve Chris Paul’un aynı soyunma odasında buluşmasını “iyi fikir” olarak görmesi de tuhaf. Madem öyle, Dwight Howard’ı da çağırıp tam kadro nostalji yapabilirler.
Kris Dunn sahada değilken Clippers’ın dış savunmasını dert etmeyin. Koç Tyronn Lue’nun Nico Harrison’lık bir vizyonu var: Bradley Beal’in eski savunma seviyesine dönmesi. Belki aynı anda Harden’dan da playoff formuna dönmesini ister.
Los Angeles Lakers
Kısa Özet: LeBron James artık siyatik ağrısı için özel yastıklara ihtiyaç duyuyor.
Basketbol operasyonları başkanı Rob Pelinka, kısa süre önce “LeBron’un mirasının koruyucusuyuz” derken, şimdi “Evet, burada emekli olsa güzel olurdu” moduna geçti. Bu bir skandal değil. Luka Dončić’in zaman çizelgesine öncelik vermek mantıklı; o 26 yaşında, LeBron ise Aralık sonunda 41 olacak.
Her ne kadar “şampiyonluk adayıyız” mesajı vermeye çalışsalar da Lakers aslında gelecek maaş boşluğuna yatırım yapıyor. Önümüzdeki iki yaz için kitaplarını temiz tutuyorlar. LeBron’a yazın kontrat uzatma teklif edilmemesi sonucu o da oyuncu opsiyonunu kullandı; menajeri Rich Paul ise ESPN’e “Anılar için teşekkürler” tonunda demeç verdi.
Nikola Jokić’in menajeri bir Instagram fotoğrafı paylaşıp LeBron ve Maverick Carter’la “2026 sonbaharı için büyük planların zamanı” yazdı. LeBron’un bir Clippers tesisinde antrenman yaparken paylaştığı fotoğraf da spekülasyonları körükledi. Elbette her iki olayın da açıklaması var ama… LeBron’un “her adımını bilinçli atan” biri olduğunu bilmeyen yok. Bu hikâye büyük ihtimalle, farklı takımların formalarını sırayla giydiği televizyon yayınlarıyla sonuçlanacak.
Yaz hamlelerine gelirsek: Deandre Ayton ve Marcus Smart artık sarı-mor formayla oynayacak. 2021 yılı bundan gurur duyar. Jake LaRavia iyi bir ekleme, ama belki de Lakers’ın en büyük yaz kazancı, Luka Dončić’in protein tozunun tereyağı ve krema yerine badem sütüyle karışabileceğini keşfetmesi olacak.
Memphis Grizzlies
Kısa Özet: Sakatlık raporu CVS fişlerinden daha uzun.
Ja Morant (ayak bileği), Jaren Jackson Jr. (parmak), Zach Edey (ayak bileği) ve Brandon Clarke (diz) aynı anda sahaya çıktığı maç sayısına dair bir tahmin: 36 üstü diyorsanız, alt alın; 36 altı diyorsanız, yine alt alın.
Bu takım sanki lanetlenmiş gibi. Asla tam kadro olamıyorlar. Kanat eksikliği çözümü de hep “teorik” kalıyor.
Jaylen Wells ve Cedric Coward umut verici olsa da biri ortalama bir 3&D oyuncusuna, diğeri potansiyel ama sakatlık riski yüksek bir isme dönüşebilir.
Takımın genel yönü ise belirsiz. Desmond Bane’in takası, yeniden yapılanma sinyali gibi, ama aynı anda iki birinci tur hakkını Coward için vermeleri ters bir mesaj. Uzun rotasyonunun ne kadar zayıflayabileceğini bile bile odadaki boşluğu bir guard (Ty Jerome) ile doldurdular.
Jock Landale’ın, geçen sezon 38 yaşındaki Jeff Green’i zor bela yedek bıraktığı düşünülürse, bu kadar övgü alması da tuhaf.
Morant’in yeni kontratı hâlâ imzalanmadı ya da teklif edilmedi. Jackson ise gerekmemesine rağmen zam aldı. Daha ne ters gidebilir ki? Cevap: her şey.
Miami Heat
Kısa Özet: Yeni süperstar takaslarına en az iki yıl var, o da iki yıl sonra.
Miami Heat’in yazın bir yıldız alamamış olması gerçekten konuşulması gereken bir konu mu, yoksa yapay bir tartışma mı emin değilim. Ama konu bu kadar sık gündeme geliyorsa, bir sebebi vardır.
Norman Powell hamlesi iyi iş. NBA blog yazarları dilinde bu, “Güzel hareket, Kevin Love hâlâ bu takımda mıydı?” anlamına gelir. Powell, Heat’in hücumuna ihtiyaç duyduğu delici şut tehdidini getiriyor.
Ama ana oyun kurucu eksikliğini kapatmıyor. En iyi hâliyle Tyler Herro bile o boşluğu dolduramıyor. “Heat Culture” savunucuları, gençlerden birinin patlama yapacağına ve Erik Spoelstra’nın her koşulda çözüm bulacağına inanıyor. Belki de haklılar. Nikola Jović’in uzatması şimdiden kelepir gibi duruyor. Jaime Jaquez Jr. uzaylı bir varlığın üstünden smaç bastı. Kadro fena değil.
Yine de, yıldızlara bu kadar takıntılı bir takımın, her yaz “başka birinin dedikodusuna karışarak” kendini gündemde tutması biraz trajikomik.
Milwaukee Bucks
Kısa Özet: Myles Turner’a yıllık 50 milyon dolar biraz fazla.
Ah Milwaukee Bucks… İşte sezonunuzun Mayıs’tan önce biteceği nedenler:
-
Yönetim, Giannis’i takımda tutmanın yolunun 2029’a kadar yılda 22,5 milyon doları çöpe atmak olduğunu düşündü.
-
İkinci opsiyonunuz ya Turner, ya Kuzma, ya Kevin Porter Jr., ya da alev almış bir Cole Anthony.
-
Kanat rotasyonu, GM Jon Horst’un fantezi futbol liginde sonuncu olmasının cezası gibi.
-
En güvenilir şutörünüz, Damian Lillard’ın “ölü maaş” kalemi.
-
Koçunuzun sesi, sanki RFK Jr. boğazına takılan kurbağayı sonunda çıkarmış gibi.
-
Takım sahibi Wes Edens, ya kolayca tutuşan pantolonlar giyiyor ya da dünyanın en sıkıcı sohbet partneri.
-
En iyi oyuncunuz Giannis, bir yenilgi serisinden sonra kuzeniyle çalışan tarot okuyucusuna kontrat garantisi isteyebilir.
Liste uzayabilir ama burada keselim. Rica ederiz.
Minnesota Timberwolves
Kısa Özet: Bazen “eksiltme”, sadece eksiltmedir.
Minnesota Timberwolves, Batı Konferansı Finalleri’nde OKC’ye süpürülmüş, Nickeil Alexander-Walker’ı vergi sınırı nedeniyle kaybetmiş durumda. Ama bir şekilde daha iyi olacaklarına inanmamız mı gerekiyor? Rudy Gobert ve Mike Conley yaşlanmayı durduracak mı? Anthony Edwards daha az üçlük atmayı mı “gelişim” sayacak?
Terence Shannon Jr., Jaylen Clark ve Rob Dillingham’a bel bağlanıyor. Geçen sezon üçü birden 550 dakikayı bile geçmedi.
Bu takımın ön alanı, maaş tavanının %60’ını kaplayan üç tek yönlü uzundan oluşuyor. Bu başlı başına haber değeri taşır. Ama herkesin dikkatini “Bones Hyland önemli olabilir” fikrine vermesi daha kolay.
Hazırlık maçlarında da değişen bir şey olmadı: Pacers ve Knicks’e üst üste iki uzatmada kaybettiler. Tam bir Wolves klasiği.
Her şey hâlâ zor yoldan yapılmak zorunda. Bu takım iyi olabilir, ama yine en kritik anda çözülecek. Onlar “hayatı gereksiz yere zorlaştırma” şampiyonları, fazlası değil.
New Orleans Pelicans
Kısa Özet: Yönetim ile gerçeklik arasında kopukluk var.
Yöneticiler Joe Dumars ve Troy Weaver’a göre Pelicans, Thunder’ı tahtından edecek. Ya da 2026 draft’ı gelmeden dünya bitecek. Başka açıklaması yok.
Geçen sezon 21 galibiyet almış bir takım olarak, korumasız bir birinci tur hakkını verip konumunu pek değiştirmeden Derik Queen’i almak… cesur bir hareket. Queen iyi olabilir, ama bedel hâlâ fazla.
Zion Williamson’ın etrafına şutör veya elit bir pota koruyucu eklenmesi gerektiği yıllardır söyleniyor. Pelicans ise gidip sıçraması zayıf, şut atmayan ve geri koşmayı sevmeyen bir oyuncuya yatırım yaptı — sonra da Kevin Looney’i imzaladı.
Ayrıca iki çaylak lotarya seçimi (Queen ve Jeremiah Fears) üzerine playoff hedefi koydular. Bu genelde kötü biter. Jordan Poole, CJ McCollum’a göre bir yükseltme olabilir ama onun ve Saddiq Bey’in eklenmesiyle 2026-27 maaş yükü 40 milyon dolar artıyor.
Zion her zamanki gibi sakatlık riskiyle yaşıyor. Murray Aşil’den dönüyor. Queen şimdiden sakat. Pelicans’ın şansı kötü, geri kalan problemleri ise tamamen kendi eseri.
New York Knicks
Kısa Özet: “Derin kadro” büyük bir yalan.
New York Knicks’in artık kısa rotasyonları yokmuş! Artık 10 hatta 11 oyunculuk derin bir kadroları varmış — tabii her şey mükemmel giderse… ve sekizden yukarı yuvarlarsan.
Guerschon Yabusele en büyük transfer. 29 yaşında, kariyerinde tek iyi sezonunu Philadelphia’da geçirmiş bir oyuncu için mini MLE bile vermemeleri mucize.
Jordan Clarkson’ı asgari ücretle almak da “büyük çalma”. Ne de olsa, eski takımı tarafından gönderilmiş, J.R. Smith’in kötü ikizi gibi şut atan ve “asgariyle gelebilir miyim?” diye soran oyuncular her gün bulunmuyor.
Knicks muhtemelen Pacome Dadiet’ten kurtulup iki emekli isim — Malcolm Brogdon, Landry Shamet ya da Garrison Mathews’tan ikisine — yer açacak. Bu, “fizik muayeneye bağlı” bir hayal.
Mitchell Robinson’ın da “derinlik” sayıldığını unutmayın. Son iki yılda sadece 48 maça çıktı, ama tabii ki bu yıl tam sezon oynayacak (!). OG Anunoby, Mikal Bridges ve Josh Hart geçen sezon toplam 13 maç kaçırmıştı — bu tekrar olacakmış gibi davranalım.
Üstüne Jalen Brunson’ın “Anti-Thibs” basketbolunu öğrenmesi, Giannis dedikoduları ve OG’nin parmak ateli eklenince… gerçekten neden başka bir takım seçesiniz ki?
Oklahoma City Thunder
Kısaca: Basit matematik.
Son şampiyon olan bir NBA takımı, 2017-18 Golden State Warriors’tan bu yana unvanını koruyamadı. Bu, basketbol yılı hesabıyla yaklaşık 7,67 on yıla denk geliyor.
Sam Presti, bu kadar düşük ihtimaller karşısında Oklahoma City Thunder’ı tamamen dağıtıp yeniden inşa etse kimse şaşırmaz. Önceki yeniden yapılanma süresine göre, bu onları yaklaşık 2028’de tekrar NBA Finalleri’ne taşır.
Şu anda “Yani aslında hiçbir sebebin yok” diye düşünüyorsan, çok yerinde bir tespit. Ama Thunder’ın şampiyonluk yolunu içten sarsabilecek birkaç gerçek sorun da var.
Chet Holmgren, sağlığıyla övünecek bir durumda değil ve antrenman kampına iki santim daha uzun olarak da gelmedi. Oklahoma City, iki uzunla bile oynadığında boy olarak küçük kalıyor. Jalen Williams, sağ bilek ameliyatından çıkıyor. Onun ardından gelen ikincil top yönlendirici eksikliği de göze çarpıyor. “Ana gemi” Shai Gilgeous-Alexander’ı çağırmaya hazırlanıyor gibi. Rotasyon 25 oyuncudan az derinliğe sahip. Adam Flagler serbest oyuncu piyasasında ayrıldı.
Batı’daki rakipler, 2021’in en iyi 15 pivotundan birini kadrosuna katarak, derinliklerini neredeyse tamamen uzun forvetlerle doldurarak ve Jock Landale’ı ekleyerek güç kazandı. Bu kadar engelle karşı karşıyayken, Thunder play-in potasına girebilirse bile şanslı sayılır.
Orlando Magic
Kısaca: Desmond Bane henüz klonlanmadı.
Geçen sezon Orlando Magic’te yüzde 36’nın üzerinde üçlük atan yalnızca iki oyuncu vardı: Caleb Houstan ve Cory Joseph. İkisi de artık takımda değil.
Desmond Bane harika bir ekleme, ama tek başına Orlando’nun hücum sorunlarını çözemez. Tyus Jones’un dahil edilmesi çok az şey değiştiriyor çünkü kısa boyu ve savunma zaafları nedeniyle koç Jamahl Mosley’in onu kenara oturtması an meselesi.
“İç gelişim” (internal development), Magic’in 2025-26 sezonu umutlarının dayandığı sihirli kelime.
Franz Wagner’ın dış şutunun iki yıldır kayıp olmasının, Paolo Banchero’nun NBA’e geldiğinden beri Jalen Green’le benzer gerçek şut yüzdesine sahip olmasının veya Jalen Suggs’ın yalnızca bir kez yüzde 33’ün üzerinde üçlük atmış olmasının hiçbir önemi yok!
Bu hücum çalışacak. Çünkü iç gelişim var! Ve Bane var! Ve iç gelişim! Orlando’ya katılan oyuncuların dış şut yüzdelerinin düşmesi bir tesadüf tabii ki. Ayrıca iç gelişim!
Magic’e, herkesin oynamak istemediği ama herkesin yendiği o “playoff takımı” unvanında başarılar.
Philadelphia 76ers
Kısaca: Moral bozan gelişmesiz geçen gün/saat/dakika/saniye sayısı: 0.
Hiçbir şey, ilk altı oyuncunuzun yarısının geleceği belirsizken kendinizi “şampiyonluk adayı” olarak tanımlamak kadar ironik değildir.
Paul George hâlâ “çok oyunum var” diyor, ama sol dizinden ameliyat olduktan sonra bu oyunu ne zaman (veya hiç mi) sergileyebileceği belirsiz. Jared McCain yine bir sakatlıkla (başparmak) uğraşıyor, çünkü Sixers’ın keyif veren hikâyelere sahip olması yasak. Joel Embiid hakkında “antrenman sahasına düşmeden yürüyerek geldi” haberi yapılınca bile sevinçten bayılacak durumdayız.
İyi tarafından bakalım, yedek pivot rotasyonu tam ola—
Tamam, Quentin Grimes’ın menajerini görmezden gelmedikleri için akıllıc—
Peki en azından Guerschon Yabusele’i takımda tutmama hatasını telafi edebile—
En kötü ihtimalle VJ Edgecombe, daha iri kanat oyunculara karşı savunma yapabile—
Neyse, en azından bu kış yapılacak vergi tasarruflu Kelly Oubre Jr. takası, Josh Harris ve David Blitzer’ı oldukça “canlandıracak”. Philadelphia’nın Oklahoma City’ye borçlu olduğu ilk tur koruma şartlarına yeniden bakar.
Phoenix Suns
Kısaca: “Ölü maaş” oyuncular oyun kurucu oynayamaz.
Bu dönem, Phoenix Suns basketbolunun kurumsal birleşme faciası gibi duruyor. Kağıt üzerinde sorunlu olan üç yıldızın birleşimi, uzun vadede sürdürülemezdi ve fazla varlık kaybına yol açtı. Bunun kötü biteceğini öngöremeyen kimse yoktu.
Takım sahibi Mat Ishbia, bu kaosun merkezinde. Göz boyayan vaatlerde bulundu, şimdi ise daha az gösterişli ama Booker etrafında kurulan, çok daha az varlığa sahip bir modele yöneliyor ve bunu “bizim tercihimizmiş gibi” gösteriyor.
CP3 özlemleri düşünüldüğünde, Suns’ın yakında Deandre Ayton, Jae Crowder, Cameron Payne ve hatta Marquese Chriss veya Dragan Bender’la yeniden birleşmesi olası. 2030’da da Mikal Bridges ve Cam Johnson’ı geri alıp CP3’ü emeklilikten döndürmeye çalışabilirler.
Bu takımın ne yapmaya çalıştığını kimse tam olarak bilmiyor — kendilerinin bile bildiği şüpheli. Booker’ın uzatması “sus payı” gibi duruyor. Jalen Green görünüşe göre yeni oyun kurucu, ki bu da pota altındaki şut yaratamayan uzunlar için felaket anlamına geliyor.
Phoenix, Kevin Durant’i takasladı ama hâlâ varlık açısından fakir. Bradley Beal’in ölü maaşı, güneşin çekirdeğindeki hidrojen bitene kadar devam edecek gibi. “Gelecek karanlık” demek fazla iyimser olur — çünkü bu, Suns’ın bir geleceği olduğunu varsayar.
Portland Trail Blazers
Özetle: Söylentilere göre, şut atmak epey önemliymiş.
Yarı saha hücumunda ve üçlük yüzdesinde ligin son beşinde yer alan Portland Trail Blazers, mantıken yapabileceği tek şeyi yaptı: kadrodaki tek “şut tehdidi” olan oyuncu (Anfernee Simons) karşılığında, 35 yaşında, savunma ağırlıklı bir guard (Jrue Holiday) aldı — hem de New Orleans günlerinden beri en kötü üçlük yüzdesini yakalamışken.
Damian Lillard’la yeniden bir araya gelmek moral açısından harika. Ancak, tüm sezonu Aşil sakatlığıyla kaçıracak bir oyuncunun hâlâ en çok savunulan şutör olması o kadar da harika değil.
Ayrıca, bu takımda arka alan “yeniden buluşmaları” neden bu kadar yaygın? Blazers, sadece Lillard ve “birkaç saniyelik franchise ikonu” Holiday’i değil, problemli guard dinamiklerini de geri getiriyor.
Dame, Jrue, Scoot Henderson ve Shaedon Sharpe’tan oluşan bir kadro, Portland Norman Powell’ı takasla almaya fırsat bulamadan bile tuhaf bir hal alabilir. Şubat ayında yapılacak olası “CJ McCollum geri dönüşü” ise Panera Charged Lemonade’in dört shot’lık versiyonu gibi etki yaratır.
En azından savunma kısmı dişli olacak. Ancak bu savunma Jerami Grant’in “şut başına sayı” verimliliği kadar cimri olabilir mi, orası meçhul. Deni Avdija’nın performansı muhtemelen “başarısız All-Star kampanyası” denemeye yetecek kadar iyi olacak.
Yang Hansen deneyimi heyecan verici olacak. Toumani Camara’nın savunması da öyle. Robert Williams III dakikalarını ise sadece 2K oyunlarında göreceğiz. Bu takımın şampiyonluğu… Mart ayının şampiyonluğu olacak.
Sacramento Kings
Özetle: 2K oyunundaki yapay zekâ bile bu takasları onaylamazdı.
Sacramento Kings’in planı ne? Lütfen cevap vermeyin, bu bir retorik soruydu. Çünkü bir plan yok.
Bu kadro, sanki Vivek Ranadivé kendi kendisini taklit eden bir ChatGPT’ye “Ranadivé tarzı bir kadro kur” demiş gibi görünüyor. Domantas Sabonis bir oyun kurucu istedi; Kings ise ona Dennis Schröder ve Russell Westbrook verdi — yani “oyun kurucu olmayan oyun kurucular” koleksiyonunu tamamladı.
Kings’i savunmak gerekirse, iyi bir oyun kurucu bulmak zor iş; hele bir de All-Star seviyesinde birini bulup, ardından koçunuzu kovduktan sonra onu tır kamyonuyla ezme isteği duymadan yönetmek daha da zor.
Ama merak etmeyin, Kings kesinlikle büyük bir koç arayışına girdi (!) ve yeni basketbol operasyonları başkanı Scott Perry’nin —Zach LaVine hayranı olduğu bilinen Perry’nin— kontrolünde “mükemmel” bir süreç yürüttü (!). Ayrıca Keegan Murray’nin gelişimini baltalamamaya da “kesinlikle” kararlılar (!).
Yedek uzun rotasyonu ise Isaac Jones, Maxime Raynaud, fazla Drew Eubanks ve Dario Šarić’in hayaleti arasında şekilleniyor. Yani Nikola Vučević takası yapmalarına gerek kalmayacak (!). Aralık ayında “Keon Ellis karşılığında iki korumalı ikinci tur” takasını kazandıklarını da şimdiden kutlayabiliriz.
Şampiyonluk umutları mı? Kings, taraftarlarına Golden 1 Center’da yüzlerini kâğıt torbalarla gizlemeden maç izleme isteği aşılamaya çalışmalı.
San Antonio Spurs
Özetle: Victor Wembanyama uzaydan serbest oyuncu getiremedi.
Geçen şubat ayında De’Aaron Fox’u takasla almaları, Spurs’ün büyük bir yaz geçireceğinin habercisi gibiydi. Ama öyle olmadı.
Tüm yük artık Victor Wembanyama’nın omuzlarında. Yaz boyunca Kung Fu çalıştı, meditasyon yaptı, “oyunun özünü” öğrendi, hatta belki Tibetli büyücülerle mistik sanatlarda ustalaştı. NASA ziyaretinde ay aracına bindi ama belli ki memleketinden serbest oyuncu getirme fırsatı bulamadı.
“Wemby sayesinde her şey mümkün” inancı çok cazip. Takımın tüm sorunları için cevap: Wemby. Şut atamayan dört oyun kurucu mu var? Wemby. Top süremeyen kanatlar mı? Wemby. Pasör eksikliği mi? Wemby. Oklahoma City Thunder mı var? Yine Wemby.
Spurs’ün yazı “yıkıcı” şekilde geçirmemesi normal. 2 numaralı draft hakkını ya da Fox’u, sadece Dylan Harper için harcamak hata olurdu.
Ama bu takımın yürüttüğü deneyler —Wemby’nin merkezinde, bol guard’lı bir yapı— sabır gerektiriyor. Hiçbir antrenman programı, bu kadroyu sırtlayacak kadar Wemby’nin belini güçlendiremezdi.
Toronto Raptors
Özetle: Bu kadroyu anlamak için gözlük yetmez, reçete gerek.
Takım başkanı Masai Ujiri’nin gönderilmesi, Raptors’ın yönsüzlüğünün bir özeti gibi. Kadrodaki eksikleri bilmeden yapılan draft sonrası Ujiri’nin kovulması kötü görünüyor; yerine hiçbir şey değiştirmemek ve hâlâ şişkin maaş yapısıyla oynamak ise daha da kötü.
Ujiri neden kovuldu? Güç mü? Para mı? Yoksa “kare parçaları yuvarlak deliklere sığdırma” diploması olmadığı için mi?
Brandon Ingram’a büyük para ödeyip etrafını topu elinde tutmayı seven şutör olmayanlarla doldurmak, “Ama belki bizde işe yarar” türünden bir şaka gibi. Immanuel Quickley ile ana beşlileri “yeterince görmedik” bahanesi, Scottie Barnes’ın verimsizliğini savunma cümleleriyle yarışıyor.
Hücumun kaderi, oyuncuların doğal içgüdülerine karşı savaşmasına bağlı. Gradey Dick’in 21 maçtan fazla formda kalması ve Sandro Mamukelashvili’nin 12 dakikadan fazla oynayabilmesi gerekiyor.
Belki Larry O’Brien Kupası Jakob Poeltl siluetinde olsaydı, Raptors onu almak için daha istekli olurdu. Şimdiki halleriyle “30 küsur galibiyet alıp, işler biraz yolunda gitseydi 45-47 galibiyet alabilecek” takımların en iyisi olmaya adaylar.
Utah Jazz
Özetle: Kulüp içinde “galibiyetlere” “kazara başarısızlık” deniyor.
Utah Jazz’in bu sezonki en iyi senaryosu “deneysel bir keşif turu” gibi. Gerçekte ise “plansızca kötü olmak” sınırındalar.
Yeniden yapılanmadan üç yıl sonra, hâlâ kalıcı bir yıldızları yok. En iyi oyuncuları Lauri Markkanen başka takımların formasıyla hayal ediliyor. İkinci en iyi oyuncuları Walker Kessler kontrat uzatması alamadığı için mutsuz. Üçüncü en iyi oyuncuları ise muhtemelen henüz NBA’de oynamamış çaylak Ace Bailey.
Oyun kurucu pozisyonu tam bir karmaşa. Keyonte George ara sıra iyi görünüyor. Isaiah Collier sadece potaya gidebiliyor. Walter Clayton Jr. sezon sonuna kadar takımın en yaşlılarından biri olabilir. Hepsini birleştirseniz, ligde 23. sırada bir oyun kurucu elde edersiniz.
Savunma yine kötü olacak. En iyi bire bir savunmacıları kırık bacaktan dönen Taylor Hendricks. İkinci en iyisi ya Kyle Anderson ya da rakibin en kötü top sürücüsü.
Cody Williams için “daha az airball atmak” gelişim sayılacak. Kyle Filipowski’nin şut menzili sınırsız ama pozisyon esnekliği sıfır. Brice Sensabaugh hücumda harika ama savunmada koni gibi.
Anderson, Georges Niang ve Kevin Love’ın takımda bulunması gençler için faydalı olabilir. Ama Jusuf Nurkić’in “mentör” olması, koç Will Hardy’nin istifasına zemin hazırlar.
Bu takım ciddi değil. Dördüncü kez üst üste kazanacakları maçlar tamamen kazara olacak.
Washington Wizards
Özetle: Yeniden yapılanmanın “her işten biraz anlayan ama hiçbirinde usta olmayan” hâli.
Washington Wizards’ın durumu teknik olarak “bir sürü oyuncu” şeklinde özetlenebilir — pek çok umut vadeden isim, ama hiçbiri “takımın yıldızı” değil.
Belki Bilal Coulibaly olur — eğer hücum verimliliğini umursamıyorsanız. Belki Alex Sarr — eğer Deandre Ayton-Trendon Watford melezi oyunculara ilgi duyuyorsanız. Belki Tre Johnson — eğer Cam Thomas’ın daha iyi şut atan versiyonu ilgini çekiyorsa.
Cam Whitmore olabilir — eğer Whitmore ailesindenseniz. Hatta Marvin Bagley bile olabilir — eğer 2018’deki Vlade Divac’san.
CJ McCollum ve Khris Middleton gibi “karakterli veteranlar” kadroda tuhaf dursa da, takım için önemli olabilirler. Koç Brian Keefe ise “hafif aromalı yulaf lapası” gibi bir Scott Brooks profili çiziyor. Anthony Gill ise düzeni koruyup gençleri geliştirme konusunda büyük rol oynayabilir.
Dakika hak eden bu kadar çok oyuncuyu bir araya getirmek övgüye değer. Maaş bütçesini gelecek yaz için yüz milyon dolarlık bir boşluk yaratacak hâle getirmek de ileriye dönük bir hamle. Ancak bu durum, patron Ted Leonsis’in sabrını zorlayıp, takımı “Doğu Konferansı’na mesaj” vermek adına erken takaslara yönlendirmesine neden olabilir.
Sonuçta, Wizards’ın play-in yarışına girebilmesi için yaklaşık 34 galibiyete ihtiyacı var. İster kazanmaya çalışsınlar ister bilerek kaybetsinler, bu takım o sayının yarısına ancak ulaşır.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!




