İstanbul Eurohoopers Vol. 4: NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk!

24/Şub/20 12:28 Şubat 24, 2020

Utkan Sahin

24/Şub/20 12:28

Eurohoops.net

NBA ve EuroLeague arasında her sezon çok sayıda oyuncu yer değiştiriyor. Peki Eski Kıta’da başlı başına bir takım kurup NBA’e dahil etsek? Eurohoops Fırın bir kez daha yaptı!

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Eurohoops geleneği 2019-20’de de devam ediyor.

Artık Turkish Airlines EuroLeague’le NBA arasındaki ilişkiyi anlatmaya bile gerek yok. 2010’lu yıllarla birlikte Amerika’dan doğan rüzgar, buradan birçok yıldızı NBA’e doğru götürdü. Luka Doncic’in performansları artık iki lig arasındaki “uzak akrabalığın” taçlandığı gösterge olarak önümüzde duruyor.

Dolayısıyla EuroLeague’e NBA gözlüklerinden bakmamızda ve Avrupa’nın zirvesinde kendimize sadece bir ya da birkaç yetenek değil, tam bir takım aramamızda pek sakınca görüleceğini sanmıyorum. Üstelik bu sezon tarihin en iyi sezonlarından birini yaşıyoruz ve elimizdeki yetenek seviyesi çok daha arttı.

Fakat hatırlatmakta fayda var; bir takım kurarken sadece yeteneğe bakamayız. Bu sebeple de kurduğumuz takımın hem NBA’e uyumluluğunu ve hem de takım içindeki uyumluluğuna bakacağız.

Lafı daha fazla uzatmadan NBA’deki sezonunda en azından 30 galibiyet arayacak 15 kişilik kadromuzu açıklamaya ve anlatmaya başlayalım!

Önceki yıllarda kurduğumuz kadrolar: 

NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers!

EuroLeague’den NBA’e Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 2

NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 3!

Oyun Kurucular: Yaratıcılık ve Akıcılık!

Shane Larkin – Vasilije Micic – Facu Campazzo

Belki 3 tane topla verimli olabilen guard seçmek size biraz uyumsuz gelmiş olabilir ama temponun zirve yaptığı NBA’de artık bu bir problem değil, aksine zorunluluk. Eğer elinizde birden çok yaratıcı olmazsa yoğun tempo içerisinde fazlasıyla dağılabilirsiniz. Bu sebeple de bize bu lazım ve şanslıyız ki bu konuda bize yardımcı olabilecek üç tane çok iyi guardımız var.

Larkin’i zaten herhalde yazıyı gördüğünüz an tahmin etmişsinizdir. Halihazırda eski kıtadaki durdurulması en zor oyuncuyu, bu listeye almamak büyük bir ahmaklık olurdu. O sadece takımımızın bir oyuncusu değil, aynı zamanda yıldızı…

Bildiğiniz gibi, Larkin’in daha önceden bir NBA kariyeri var. Hatta buraya yolu düşen çoğu yıldızının aksine bence NBA’de kalabilecek bir kariyeri oldu. Nets‘te geçirdiği sezonun ardından Baskonia‘yla Avrupa’ya adım atmış olması bana büyük bir şaka gibi gelmişti. Şimdiki Larkin o dönemden bile çok daha üst düzey bir oyuncu. Ligin sayı kralı olması bir yana bunu %56.5 ikilik ve %52.0 üçlük yüzdeleriyle başardı. NBA kariyerinde üçlük yüzdesi bu kadar yüksek değildi ama kazandığı özgüvenle beraber şimdilerde alev alev yanıyor.

Geçtiğimiz yaz süper guard, NBA’den teklif almasına rağmen kendi istediği tarzda bir rol bulamadığı için Türkiye’ye geri döndü. Biz ise ona o istediği rolü vereceğiz, hiç merak etmesin.

Larkin ile Micic, Avrupa kıtasının en iyi ikilisi ve bu yazıda onları ayırırsak kesinlikle büyük bir hata yaparız.

Bu ikili, geçen yıldan bu yana birlikte oynama alışkanlığı edinme konusunda büyük bir adım attı ve ikisi de birbirinin oyunundaki gediklerini tam olarak kapatıyor. Efes‘te olduğu gibi biz de işin skor kısmında daha fazla Larkin’e güvenirken organizasyon, oyunun temposunu kontrol etme ve ikili oyun yönlendirme gibi konularda ise Micic’e güveneceğiz. Sırp guard çok iyi bir wingman! Sadece Larkin’in yanında değil, Pangos ile de bunu bize göstermişti. Üstelik hem Larkin hem de Campazzo’yu seçerek fiziksel olarak biraz arka alanda kısa kaldık, dolayısıyla da Micic gibi fizikli bir guard bize işin savunma tarafında çok yardımcı olacaktır.

Sırp guardın bir NBA kariyeri henüz yok ama draftta Sixers tarafından seçildi ve iki sezondur çıkan iddialara bakarsak, yeni kıtada onu izleyen takım çok. Biz elimizi diğerlerinden hızlı tutup, onu kadromuza kattık.

Campazzo ise aslında biraz fazlalık gibi duruyor. Micic ile birbirlerinin üstlerine biraz basabilirler. Dolayısıyla belki buraya Daniel Hackett gibi bir tecrübeli bir görev adamı seçsek bir açıdan daha doğru olabilirdi ama sonuçta basketbol, biraz da seyirciler için oynanıyor. NBA gibi yüksek tempo oynanan bir yerde Campazzo’nun o sihir gibi paslarını izlemek seyirci için harika olacaktır. Ayrıca yıldız guard, bir Arjantinli ruhu taşıyor ve onun agresif tavırları bize hem hücumda hem de savunmada artı olarak dönecektir. Onun topa baskıdaki yetenekleri bize çok fazla bedava top kazandırabilir.

Umarız, rakipler onu arkasına alıp ters eşleşme oynamaya çalışır çünkü Marcus Smart gibi Campazzo da kısa bir süre içerisinde bunun bir hata olduğunu gösterecektir.