Alternatif NBA: 15 Doğu Takımı, 15 Draft Hatası, 15 Telafi Seçimi

26/Ağu/20 00:46 Ağustos 26, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

26/Ağu/20 00:46

Eurohoops.net

NBA tarihinde devasa draft fiyaskolarına şahit olduk… Peki her takım Milenyum’da draftlarda yaptığı en büyük hatayı nasıl telafi edebilir?

by Zach Buckley – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 16 Temmuz 2020 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA Draftı, en iyi ihtimalle destekli bir atış poligonu.

Bugünün teknolojisi sayesindeki gelişmiş istatistikler ve maç kayıtlarına rağmen her yıl yapılan yetenek tercihleri, hâlâ büyük sürprizler ve hayal kırıklıkları doğurabiliyor.

Bizim burada ilgi alanımız, 2020 yılının karamsarlığı içerisinde gerektirdiği şekilde hayal kırıklıkları.

Ancak her takımın 2000’li yıllarda yaptığı en büyük pişmanlığı doğuran draft tercihlerini hatırlarken bugünden geçmişe bakmanın rahatlığı ile o draftta doğru ismi takımlara seçtirerek o hataları düzelteceğiz.

Atlanta Hawks

Seçim: Shelden Williams (2006’da beşinci sıra)

Williams, iki pozisyon arasında kalmanın en kötüsünü yaşadı. Potadan uzak kalacak dış oyuncu yeteneklerine de potaya yaklaşacak fizik, güç ve uzunluğa da sahip değildi.

Hawks, Williams’ın daha ikinci yolu dolmadan dört oyuncu ve bir draft hakkını Mike Bibby için verdiği takasla ona veda etti. Williams ise 4,5 sayı ve 4,3 ribaund ortalamaları yakaladığı kariyerinde yalnızca altı sezon NBA’de oynayabildi.

Doğru seçim: Brandon Roy (altıncı sıra)

Diz sorunları, Roy’un ligde yalnızca 326 maç oynayabilmesine müsaade etse de onun hızlı yükselişi, Hawks’ın çıkışa geçmesine yardımcı olurdu. Yılın Çaylağı ödülü aldı ve ikinci yılında da üst üste üç kez seçileceği All-Star maçlarının ilkini oynadı. 2008-09 ve 2009-10 sezonlarında en az 22 sayı, 4 asist ve 4 ribaund ortalamaları yakalayan altı oyuncudan biriydi.

Diz sakatlığı nedeniyle kısa süre sonra emekli oldu ancak kısa süren yıldızlık sürecinde Atlanta’nın onu seçmesine değecek işler yaptı. Joe Johnson ve Josh Smith ile oynasa Hawks, rakiplerine yüksek tempo ve çok yönlü bir hücum ile karşılık verebilirdi.

Boston Celtics

Seçim: Joseph Forte (No. 21, 2001)

North Carolina’lı skorer guard Forte, NBA seviyesinde ritmini asla bulamadı ya da takımlarının ona zaman vermesi için bile yeterince iyi olamadı. Çaylak sezonunda sekiz maçta 39 dakika süre alabildi ve sezonu da 12 denemede tek saha içi isabeti ile tamamladı.

Celtics, o sezonun sonunda onu Seattle SuperSonics’e gönderdi ve ikinci sezonu da o kadar zor geçti. Saha içinden %28,6 ile isabet bulan Forte, 11 asistini ise 10 top kaybı ile neredeyse silip attı. Sonraki Ekim ayında serbest bırakıldı ve bir daha NBA’de oynayamadı.

Doğru seçim: Tony Parker (No. 28)

Parker’ın kariyerini Alamo City dışında geçirdiği hayal etmek ne kadar zor olursa olsun Boston için mükemmel bir tercih olurdu.

Celtics’in Paul Pierce ve Antonine Walker’ın yanında lider bir guarda ihtiyacı vardı ve Parker da o göreve daha ilk günden hazırdı. Yılın Çaylak takımına seçilen Parker, daha sonra altı kez All-Star seçildi, dört kez yılın takımlarında yer aldı, dört şampiyonluk kazandı ve 2007 final MVP’si oldu.

Brooklyn Nets

Seçim: Sean Williams (No. 17, 2007)

Pota çevresinde oynayan Williams, oyununun diğer yönlerini geliştirmekte zorlandı. Dört sezonluk NBA kariyerinin ilk ikisinde %43’ün altında isabet oranı buldu ve çaylak sezonundaki 5,6 sayı ortalamasının üzerine hiç çıkamadı.

Saha dışında da yanlış adımlar atarken iki kez tutuklandı ve Ocak 2010’da Nets tarafından serbest bırakıldı. Dallas Mavericks‘te sekiz, Boston Celtics‘te üç maça çıktıktan sonra ligin dışında kaldı.

Doğru seçim: Marc Gasol (No. 48)

Nets’in o dönemde Gasol’un sunabileceği katkıdan daha fazlasına ihtiyacı vardı ancak geleceğin Hall of Fame oyuncusu da 10 yıl boyunca pota altını garanti altına alabilirdi.

Çift yönlü bir silah olan ve dahi seviyesinde basketbol aklına sahip Gasol, pasör oyunu ve savunması ile üç kez All-Star seçildi, iki kez yılın takımlarında yer buldu ve 2012-13’te yılın savunmacısı oldu.

Charlotte Hornets

Seçim: Adam Morrison (No. 3, 2006)

İlk yılında 28,1 sayı ortalaması yakaladığı skorer oyunu ile kolej basketbolunun altını üstüne getiren ve verimliliği ile de göz dolduran (49,6/42,8/77,2 isabet oranları) Morrison, Charlotte hücumunun merkezi olacak gibi gözüküyordu. Bunun gerçekleşmeyeceğini anlamamız uzun sürmedi. NBA’deki ilk altı maçında 71 şut denedi ancak 23’ünde isabet bulabildi.

İkinci sezonu, yaşadığı çapraz bağ sakatlığı ile yok oldu ve Hornets, üçüncü yılında onu Lakers‘a yolladı. LA’de iki şampiyonluk kazandı ancak o playofflarda genelde kenarda duran oyuncu oldu (iki sezonda playofflarda toplam 13 dakika oynadı.) Son maçına Nisan 2010’da çıktı.

Lotarya döneminde üçüncü sıradan seçilen 35 oyuncu arasında Morrison’dan daha düşük bir galibiyet payı üreten oyuncu olmadı. (-1,4)

Doğru seçim: Brandon Roy (No. 6)

Diz sakatlıkları, Roy’un NBA kariyerini çok kısa kesmiş olsa da çabuk yükselişi ile Buzz City’de işler yoluna girebilirdi.

2006-07 sezonunda Yılın Çaylağı olan Roy, sonraki üç sezonda da All-Star seçildi. Daha sonra sakatlık sorunları baş gösterdi ancak zirvesi inanılmazdı. 2007-08’den 2009-10’a kadar 21 sayı, 5 asist ve 4 ribaund ortalamaları yakalayan yedi oyuncudan biriydi.

Chicago Bulls

Seçim: Marcus Fizer (No. 4, 2000)

Eddy Curry ve Tyrus Thomas’ın bu tercihte yer almak için sebepleri var ancak ikisi de NBA’de 400’ün üzerinde maç oynadılar. Fizer, 300’den az maç oynadı ve bu maçların yalnızca 35’inde ilk 5 başladı.

Diz sakatlıkları, Fizer’ın kariyerinin erken bitmesinde rol oynadı. Chicago’nun kalabalık ön alanında kendine yer bulamaması da öyle. Ancak o da NBA ritmini hiç bulamadım. En iyi skorunu pota çevresinde göstermesi gereken bir oyuncu için %43,5’lik saha içi isabet oranı, karşılaştığı çok sayıda sıkıntıdan yalnızca biri.

Doğru seçim: Hidayet Türkoğlu (No. 16)

Hidayet Türkoğlu hiçbir zaman yıldız olarak anılmasa da savunmacılarını çok zorlayabiliyordu. 2,08’lik boyu ile daha kısa forvetlerin üzerinden şut atabiliyordu ve topu yere vurabilme ile şutör (%38,4 üçlük isabet oranı) yetenekleri de dönemin uzun forvetlerini huzursuz ediyordu.

Bulls‘un Elton Brand’in yanında daha şutör bir takıma ihtiyacı vardı ve Türkoğlu da çok daha iyi bir seçenek olurdu.

Cleveland Cavaliers

Seçim: Anthony Bennett (No. 1, 2013)

Bennett tercihi için düşünmeye gerek yok. Bunu yazmak için hatta bu kadar zaman geçmesine de gerek yoktu neredeyse.

Basketbolu çok yakından takip edenler, ESPN yayınında David Stern’ün bu draft tercihini açıkladıktan sonra Bill Simmons’ın “Oha” tepkisini hâlâ hatırlıyor olmalılar. Bennett, NBA’de ilk isabetini beşinci maçında buldu ve Ocak ayına kadar çift haneli skor ürettiği bir maç olmadı. O zamana kadar da lig, tarihi bir fiyasko yaşandığını anlamıştı.

ESPN’den Chad Ford, 2013 Aralık’ta yaptığı açıklamada “Henüz çok erken ama şu anda son 20 yılın en kötü 1 numara tercihi gibi gözüküyor” demişti.

Bennett için işler daha iyiye gitmedi. Bir sezonun sonunda Cleveland’da kendisine yer bulamadı. Dört sezonun sonunda ise artık NBA’de değildi. 1960’tan bu yana ilk sıradan seçilen oyuncular arasında galibiyet katkısı konusunda 0,5’lik oranıyla açık ara farkla son sırada.

Doğru seçim: Giannis Antetokounmpo (No. 15)

O dönemde Antetokounmpo’yu seçmek, Bennett’tan da büyük bir sürpriz olurdu ancak Greek Freak, bu drafttaki herkesten bir kafa, omuzlar ve gövde boyuyla önde.

Son MVP, Cleveland’da da ilginç bir isim olabilirdi zira Cavs‘in arka alanında Kyrie Irving ve Dion Waiters vardı. Ayrıca ön alanda da Tristan Thompson yer alıyordu. Bu dörtlünün yüksek tempolu bir sistemde oynamasını izlemek harika bir deneyim olabilirdi.

Detroit Pistons

Seçim: Darko Milicic (No. 2, 2003)

Şimdi dönüp bakınca Milicic, tarihin en büyük draft fiyaskolarından biri ancak o dönemde insanlar, bu dev Sırp oyuncunun geleceği konusunda büyülenmişlerdi ve o beklentilerinin gerçeklerin önüne geçmesine izin verdiler.

“Darko bana Wilt Chamberlain’in gençliğini hatırlatıyor” diyordu dönemin Pistons gözlemcisi Will Robinson, 2003’te yaptığı açıklamada. “Wilt, her şeyi biraz biraz yapabiliyordu ve Wilt’ten beri bu kadar yetenekli bir uzun görmemiştim.”

Kalabalık Pistons rotasyonunu aşamayan genç Milicic, ilk iki sezonunda %29,8 ile şut attı. Detroit’ten ayrıldığında yüzdeleri biraz toparlanmış olsa da basketbol dünyasının yanıldığı artık açıktı. 6,0 sayı ve 4,2 ribaund kariyer ortalamaları ile oynadı ve şutör olarak gösterilmesine rağmen kariyerinde 0/6 ile üçlük attı ve %57,4 saha içi isabet oranı kaydedebildi.

Doğru seçim: Carmelo Anthony (No. 3)

Milicic için övgü her ne kadar fazla olsa da Pistons’ın Anthony’nin Syracuse’u ülke şampiyonluğuna taşıdığını gördükten sonra ondan önce Milicic’i tercih etmesi şaşırtıcıydı. Her yerden rahatlıkla skor üretebilen Anthony, eşitlikçi hücuma bambaşka bir boyut getirebilirdi.

Anthony, Pistons’ta ne kadar başarılı olurdu? Bu konu, “ya öyle olsaydı” ile başlayan NBA sohbetlerinin en ilgi çekici konularından biri ancak o, Motor City’ye gitmiş olsa birkaç şampiyonluk kazanacağına emin.

 

Indiana Pacers

Seçim: T.J. Leaf (No. 18, 2017)

Pacers, son dönemde draftta genelde iyi işler yaptı ve bu da onlar için iyi haber ama Leaf için o kadar iyi haber değil.

Leaf’in kariyeri için umudu çok erken kesiyor olabiliriz, belki yanıldığımızı kanıtlar ancak geri dönüşün muhtemel olmasını geçtik, mümkün olduğuna dair de pek bir kanıt yok. Kalabalık bir ön alana sıkışmasının faydası olmadı ancak maç başına 8,6 dakika süre alıp 3,3 sayı ve 2,0 ribaund ortalamaları ile oynamasını da sadece aldığı süreyle açıklamak kolay değil.

Doğru seçim: John Collins (No. 19)

Collins eklemesi, ön alan rotasyonunda sindirimi kolaylaştırmıyor ancak Pacers, bu konuda endişeliyse en başta Leaf’i almazdı zaten.

Collins’i Myles Turner ve Domantas Sabonis’in yanına eklediğiniz zaman Indiana, 4 ve 5 pozisyonlarında üç başlı bir canavara sahip olabilirdi. Collins, atletizmi, yüksek şut menzili ve gelişen pota savunması ile Turner veya Sabonis’in yanında uyumlu bir isim olabilirdi.

 

Miami Heat

westbrook-clippers

Seçim: Michael Beasley (No. 2, 2008)

Birçok draft fiyaskosu, Beasley’nin kariyeri kadar verimli bir kariyer geçirmiyor. Tüm eksik yanlarına rağmen NBA’deki 11 sezonunda 12,4 sayı ortalaması ile oynadı.

Ancak ikinci sıradan yapılan bir seçim olarak Heat için takımın kaderini değiştirecek bir genç olması bekleniyordu. Ancak o Miami’de iki sezon kalabildi ve ardından 2010 yazında maaş bütçesi esnekliği için takımdan gönderildi.

Beasley, yetenekli bir skorer ancak başka hiçbir alanda çok etkili değil. 10 sezonda artı-eksi verimliliğinde negatif verimlilik üretti ve 48 dakika başına 0,054 galibiyet katkısı ile lotarya döneminde en düşük galibiyet katkısı üreten beşinci oyuncu oldu.

Doğru seçim: Russell Westbrook (No. 4)

Heat, arka alanda şut zaafını gözardı etmeye uygunsa Westbrook – Dwyane Wade ikilisi ile arka alanda büyük bir atletizm yakayabilirdi. Westbrook, Miami’nin programına uyarsa da belki 2016-17 MVP’si savunma konusunda daha çalışkan bir oyuncu olabilirdi.

Milwaukee Bucks

Seçim: Joe Alexander (No. 8, 2008)

Bucks, lotarya dışından basketbolun geleceğini seçmiş olsa da 2000’lerden bu yana kendilerini draft hatalarından örülü bir dağın altına gömmeyi de ihmal etmediler. Burada Jabari Parker (2014, ikinci sıra), Rashad Vaughn (2015, 17. sıra), Yi Jianlian (2007, altıncı sıra) ve Marcus Haislip (2002, 13. sıra) konuşulabilirdi.

Ancak Alexander’ın yapı taşından fiyaskoluğa dönüşü, kimseye benzemiyordu. İlk yıl ilk 10’dan seçilen geleceğin mihenk taşlarından biri olarak görülüyordu. Ertesi yıl, benche gömülüp kaldı, G League’e gönderildi ve takaslandı. Üçüncü bir sezonu ise göremedi bile. 67 maçta toplam 282 sayı ve 120 ribaund ile NBA kariyerini noktaladı.

Doğru seçim: Serge Ibaka (No. 24)

Andrew Bogut gibi bir silah varken Bucks, Brook Lopez ve savunma ve atletizmi, kendisini Charlie Villanueva’nın önüne taşıyacak Ibaka’yı es geçti.

Ibaka, hiç All-Star seçilmedi ancak ligin en korkulan savunmacılarından biri oldu, iki kez blok kralı oldu ve 11 sezonunun sekizinde en az 12 sayı ortalaması ile oynadı.