Türk Telekom Takım Analizi: Düşünüldüğü Kadar İddialı mı?

16/Eyl/20 10:16 Eylül 16, 2020

Utkan Sahin

16/Eyl/20 10:16

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, BSL ekiplerini analiz ettiği yazı serisine Türk Telekom’la devam ediyor.

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Çok bekledik. Mart ayından beri Türkiye’de ve EuroLeague’de basketbol oynanmadı. Basketboldan daha uzun süre uzak kaldığımız bir dönem olmuş muydu?

Maçlarına devam eden ligler oldu ancak yaşadığınız ülkede spor müsabakaları iptal edildiği zaman kendinizi iyi hissetmeniz ve spora doymanız pek mümkün olmuyor.

Ancak hasret sona erdi! ING Basketbol Süper Ligi 26 Eylül itibarıyla hayatlarımıza yeniden giriş yapıyor.

Bu heyecan ve coşkuyla Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi klasiğimiz olan takım analizlerini yayınlamaya başladık. Bu yolculukta şu ana kadar sizlerle beş takımın analizine baktık. Bugün ise sırada transfer döneminin iddialı ekiplerinden Türk Telekom var.

Hazırsanız, karşınızda Ankara ekibi:

Darüşşafaka Tekfen Takım Analizi: Sahada İstikrarın Anahtarı Transferde İstikrar

Pınar Karşıyaka Takım Analizi: Geçmişin Pratiği, Geleceğin Teorisi

Petkimspor Takım Analizi: Yatırım Beraberinde Ne Getirecek?

Frutti Extra Bursaspor Takım Analizi: 2. Sezonda Devriâlem

TOFAŞ Takım Analizi: Tebdil-i Mekanda Ferahlık Var mı?

Resim

Transfer Döneminin Sükse Yapan Takımı

Hatırlarsınız, transfer dönemi öncesinde gelecek sezonun kalitesi hakkında büyük bir karamsarlık vardı.

Zaten son yıllarda ING Basketbol Süper Ligi bu konuda hep geriye doğru adım attı. 2010’lu yılların başındaki o büyük bütçeler giderek erirken lig, iki EuroLeague ekibi Fenerbahçe ile Anadolu Efes‘in tekeline dönüşmeye başladı.

Rüzgar zaten tersten eserken bir de bütün spor ekonomisini alt üst eden coronavirüsü kaynaklı problemler ortaya çıkınca ligin geleceğine dair büyük endişeler ortaya çıkmaya başladı.

Fenerbahçe ve Anadolu Efes de dahil olmak üzere ligdeki bütün takımlar, gelecek sezonki bütçelerinde küçülmeye gideceğini açıklayınca bu endişe daha da arttı. Ligin başlamasına az bir süre kala takımların kadro kalitesine bakınca da bu endişelerin haksız olmadığı görebiliyoruz

Türk Telekom ise bu endişeli ortamın parlayan ekibi oldu.

Koç Burak Gören’in açıklamasına göre aslında bütçelerinde bir artış olmadı. Gerçi herkesin bütçesini aşağıya çektiği ortamda aynı noktada kalmakta büyük bir başarı…

Yine de bütçe faktöründen daha çok transfere erken başlamanın ve arkasında ekonomik bir güvencenin olmamasının yardımıyla Ankara ekibi, oldukça önemli isimleri kadrosuna kattı.

Ligin baş altı diğer takımları, bütçeleri sebebiyle yıldız oyuncu yerine gelecek de bir adım ileriye atabilecek potansiyelli isimlere giderken Telekom ise ismi bilinen, öyle ya da böyle kalitelerini ispatlamış isimleri getirdi.

Bunlardan en çok konuşulanı elbette Sam Dekker oldu. Açıkçası NBA geçmişi olan Amerikalı oyuncunun, Lokomotiv Kuban’da geçirdiği sezonun ardından bir EuroLeague takımına transfer olması bekleniyordu ama Telekom, Avrupa’daki belirsizlik fırsatını çok iyi kullanarak onu kadrosuna kattı.

Dekker’ın yanında ise Türkiye’de bilinen Michael Eric ve Tyler Ennis gibi iki önemli isim geldi.  Bütün bunların yanında geçen sezonu harika geçen Kyle Wiltjer ve Muhammed Baygül’ün kadroda tutulmasıyla da Telekom transferde önemli bir iş başardı. Özellikle Wiltjer hamlesi çok önemliydi. Aynı Dekker gibi o da rahatlıkla EuroLeague’de oynayabilecek bir oyuncu…

Telekom, yabancı transferinin yanında yerli rotasyonunda da önemli bir yaz geçirdi.

Galatasaray‘la Can Korkmaz yarışına giren ve kazanan Ankara ekibi, geçen sezon Afyon’da dikkat çeken Erdi Gülaslan, Beşiktaş‘ta iki sezondur iyi bir yerli performansı sergileyen Samet Geyik ve Anadolu Efes altyapısından yetişen Göktüğ Başı’ı kadrosuna kattı.

İsimli yabancılar ve iyi yerli rotasyonuyla birlikte bir anda Telekom’un ismi Anadolu Efes ve Fenerbahçe’nin ardından ligin 3. takımı olarak anılmaya başlandı.

Ligimizin yaşadığı ekonomik problemler ve yazın diğer transferlerine bakarsak; Ankara ekibinin göz alıcı bir kadro kurduğu ortada ama siz de iyi biliyorsunuz ki, transfer döneminin iyi geçmesi sahada kesin bir karşılık olacağı anlamına gelmiyor.

Üstelik kurulan kadronun kısa rotasyonunun yeterliliğine dair önemli soru işaretleri var.

Bunlarını konuşacağız ama gelin önce Telekom’un bu yaz yaptığı transferlere not verelim:

Transfer Karnesi (A+ / D-):

Michael Eric (B+): Takımın en iyi sert savunmacısı, ribaundlarda etkili ve bu ligde daha önce kendini ispat etti. / Geçen sezon Baskonia‘da iyi bir sezon geçirmedi.
Can Korkmaz (B-): Yerli olarak ligin değerli oyun kurucularından, geçen sezonu çok iyi geçirdi ve Telekom’un kısaları arasında oyun kurucu yetenekleri en güvenilir isim / İstikrarsız, savunmada problemleri var.
Göktuğ Baş (B-): Harika bir atlet, modern forvet özelikleri için oldukça potansiyelli / Henüz 19 yaşında ve ilk kez ligde süre alacak.
Keifer Sykes (B-): Birebirde harika bir skorer ve Telekom’un kısa rotasyonu içerisinde bu özelliği en keskin olan oyuncu / Fiziksel olarak oldukça zaafları var ve topu paylaşma konusunda pek istekli değil.
Tyler Ennis (C): Takımın en kritik ismi. Sakatlanmadan önce EuroLeague’de önemli bir rol alabilecek potansiyelli var gibi gözüküyordu ve kalitesini daha önce ispatlamış bir isim / Sakatlık bütün kariyerini alt üst etti.
Erdi Gülaslan (C): Yerli rotasyonu için güvenilir bir kanat oyuncusu, savunmada sertlikten kaçmaz, geçen sezon Afyon’da kendisine güvenildiğinde katkı verebileceğini gösterdi. / Düşük sürelerde dış şut problemi sebebiyle saha içerisindeki verimi de istikrarı da azılaabiliyor.
Samet Geyik (C): Beşiktaş‘ta son iki sezonda önemli bir gelişim gösterdi ve ribaundlarda etkili bir isim / Pozisyonuna göre ince ve kısa kalıyor
Kamar Baldwin (C-): Pozisyonuna göre oldukça fizikli, ribaundlarda etkili ve kritik anlarda sorumluluk almayı seviyor / Şutunu geliştirmesi gerekiyor, ilk kez Avrupa’da oynayacak ve hazırlık döneminde pek iyi gözükmedi

En İyi Transfer: Sam Dekker (A-)

Resim

Telekom’un Sam Dekker transferi bu yazın büyük hırsızlıklarından biri oldu.

2015 Draftı’nda 15. sırada seçilen Amerikalı forvet, NBA kariyeri boyunca biraz erken seçilmesinin kurbanı oldu. Bir de saha içerisindeki bazı şapşal hareketleri onu Shaqtin A Fool’a sokunca oradaki ona duyulan güven çok çabuk azaldı.

Geçen sezon Avrupa’ya gelen Dekker, eski kıtada basketbolunda ise kendisine iyi bir rol bulabileceğini hemen gösterdi.

Lokomotiv Kuban gibi oldukça dağınık bir takımda oynamasına rağmen fiziğiyle oldukça dikkat çekti. Özellikle de Avrupa’daki ilk birkaç ayından sonra üzerindeki o çaylaklığı atınca gerçekten izlemesi zevkli bir kanat oyuncusu haline dönüştü.

Onun fiziğiyle sürekli ters eşleşme yaratabiliyor olması, bu kıta basketbolunun gelenekleri için mükemmel bir özellik. Çünkü Avrupa’da gerçekten onun fiziksel özelliklerine sahip olan çok fazla kanat oyuncusu yok. Keza ribaundlarda da oldukça etkili bir isim.

Şutu burada da problemli. Geçen sezon %31.1 ile üçlük attı. Ayrıca set set hücumunda topla mümkün olduğunca sırtı dönük bir şekilde buluşması gerekiyor çünkü yüzü dönük olduğu zaman çok verimli değil.

Fakat bu problemlere rağmen bana kalırsa rahatlıkla EuroLeague’de yer alabilecek yeteneklere sahip. Hatta yaz döneminde ismi bir ara Panathinaikos‘la da anılmıştı.

Telekom diğer takımlar harekete geçmeden oldukça iyi bir kontratla onu kadrosuna kattı ve yazın önemli hamlelerinden birini yaptı.

Açıkçası Dekker – Wiltjer ikilisi, kısalardaki problemlere rağmen oldukça iyi bir kanat rotasyonu olarak gözüküyor.

 

Kadro Dizilimi

Oyun Kurucu: Tyler Ennis – Keifer Sykes – Can Korkmaz – Yiğit Özkan
Şutör Guard: 
Kamar Baldwin – Muhammed Baygül
Kısa Forvet:
Sam Dekker – Erdi Gülaslan – Adem Bayrak
Uzun Forvet:
Kyle Wiltjer – Göktüğ Baş
Pivot:
Michael Eric – Samet Geyik – Ercan Bayrak

Hazırlık Maçlarındaki Performansları

Türk Telekom – Petkimspor: 68-66 (Can Korkmaz 20 sayı)
Türk Telekom – Gaziantep Belediye: 74-61 (Göktüğ Baş 16 sayı)
Türk Telekom – OGM Ormanspor: 93-81 (Kyle Wiltjer 21 sayı)
Türk Telekom – Kızılyıldız: 54-83 (Sam Dekker 11 sayı)

Hazırlık döneminde şu ana kadar 4 maça çıkan Türk Telekom, beklediğim gibiydi.

Şöyle ki; Ankara’daki turnuvada ligdeki 3 rakibi karşına çıkan Telekom, bu 3 maçı da kazanmayı başardı. Belki maçları beklendiği kadar domine edemedi ama yetenek tavanının üstünlüğü sayesinde bu üç maçta da sonuca gitmeyi başardı.

Lig özelinde bu onlar için iyi bir haber fakat Kızılyıldız maçı pek iyi bir sınav olmadı.

Güç dengesi olarak işler biraz dengelenince Ankara ekibi, feci dağıldı. Özellikle Kızılyıldız’ın yarı saha hücumunda sert bir savunma yapması Telekom’un bütün dengelerini bozdu. Haliyle de maçı farklı bir şekilde kaybettiler.

Elbette tek maç üzerinden büyük çıkarımlar yapmak pek doğru değil. Özellikle de hazırlık döneminde kondisyonların her an değişebildiğini düşünürsek…

Bu sebeple Gloria Cup’ın corona virüsü sebebiyle iptal olması onlar adına biraz şanssızlık oldu.

Fakat teknik yönetimde yarı saha hücumundaki problemlerine fark etmiş olacak ki; sezonun başlamasına kısa bir süre kala Keifer Sykes gibi kendi skorunu yaratabilecek bir guarda gittiler.

Resmi olarak açıklanmasa da söylenen göre; Telekom, Sykes’la sadece Atina’da Eylül’ün sonunda oynanacak olan Şampiyonlar Ligi Sekizli Finali için anlaştı. Böyle bir turnuva öncesinde kısalar bu kadar uyumsuz gözükürken Telekom’un böyle bir zar atması bence doğruydu fakat sonrası için de ihtiyaçları var gibi gözüküyor.

Özellikle Kamar Baldwin hazırlık döneminde hiç iyi gözükmedi ve kısa rotasyonunda yaratıcı bir isim onlar adına büyük bir ihtiyaç. Sykes garip bir oyuncu. Oyununda büyük problemler olsa da inatçılığı ve kendine güveniyle daha önce Şampiyonlar Ligi seviyesinde dikkat çekti.

Bu sebeple de eğer takımla bağı oluşursa Amerikalı oyuncunun takımda kalması beni şaşırtmaz. Aksi bir durumda ise Ankara ekibinin sezon içerisinde oyun kurucu aradığı haberlerini görebiliriz.