EuroLeague’de 5. Hafta: 3. Çeyrek Fenerbahçe’si, AS Monaco, Problemli Real Madrid

30/Eki/22 14:13 Ekim 30, 2022

Utkan Sahin

30/Eki/22 14:13

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de 5. hafta geri kaldı. Peki 5. haftasının kaybedenleri, kazananları ve dikkat çekenleri kimlerdi? Eurohoops Fırın yazdı:

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de bu haftayla birlikte Ekim ayını geride bıraktık.

Bu önemli çünkü ligin henüz başında olsak da artık takımların iyi oldukları veya kötü oldukları yönlerini yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. En azından istatistikler artık görmek isteyen gözler için daha fazla şey vadediyor.

Dolayısıyla da her takım için konuşabileceğimiz çok fazla şey var ama maalesef formatımız belli. Biz burada her haftanın bir kazanan, bir kaybeden, bir de dikkat çeken konusunu karşınıza getiriyoruz. Bu sebeple aralarında en dikkat çekici olanları seçtik.

Fazla uzatmadan hazırsanız; beşinci haftanın üç ana konusuna geçelim!

EuroLeague’de 1. Hafta: Türk Savunması, Sarunas Jasikevicius ve Geri Dönenler

EuroLeague’de 2. Hafta: Türk Takımları ve Uzunlar, Markus Howard ve Partizan Savunması

EuroLeague’de 3-4. Hafta: Nigel Hayes-Davis, Muhteşem Olympiakos ve Problemli Virtus Bologna

Not: Listeye aldığımız isimler ve takımlar, o haftanın etkisiyle listeye konulmuştur. 

AS Monaco: Anadolu Efes’in Farklı Bir Kopyası

AS Monaco sizce de biraz küçümsenmiyor mu?

Fransız ekibinin köklü bir EuroLeague geçmişi olmaması veya Mike James’in takımın lideri olması… Bilemiyorum ama sanki Avrupalı basketbolseverler, Monaco’nun hakkını yeteri kadar vermiyor.

Başka bir EuroLeague takımı sezonun ilk 5 maçına 4 galibiyetle başlasaydı ve üstelik bu 4 galibiyetin 3’nü deplasmanda alsaydı bence çok daha övgüyle ve sezonun geri kalanı için iddialı bir şekilde bahsedilirdi. Ki bunu hak ediyorlar!

EuroLeague’in büyük takımlarının arkasında kaldığı için konuşulmadı ama yazı çok iyi geçiren takımlardandı Fransız ekibi. Belki Dwayne Bacon gibi onlar için önemli bir oyuncuyu kaybettiler ama Jordan Loyd, Elie Okobo, Adrien Moerman ve John Brown gibi önemli eklemeler yaptılar.

Şöyle ki; Ergin Ataman’ın Anadolu Efes‘i 2020’li yıllara yön veren takım oldu. Herkes haliyle Vasilije Micic, Shane Larkin üzerinden bu takımları konuşsa da bu iki süper yıldızın yanında Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon gibi iki top yönlendirici daha olması Efes‘in alametifarikasıydı. Sahada 4 tane elit seviyede top yönlendirici olması Efes‘in hücumlarını tahmin edilmesi ve durdurulması zor bir hale getiriyordu.

Bu sezonki AS Monaco da bunun daha düşük profil bir kopyası gibi!

Geçen sezon daha çok Mike James’i Bacon ile onu destekleyen bir takımdan, sahada sürekli birden fazla top yönlendiriciyle yer alan bir takıma dönüştü Monaco…

Tabii ki Mike James hala istediği gibi at koşturuyor ama hücumda onun yanında artık topu emanet edebileceğiniz Loyd, Okobo ve hatta Diallo gibi yetenekli kısalar var. James’in üretemediği veya kenarda olduğu anlarda özellikle Okobo’yla hücumda hala üretken halde olabiliyorlar.

Belki bunu Efes gibi topu dolaştırarak yapmıyor Monaco ama sahada aynı anda birebir oynayabilecek birden fazla isim tutarak aynı lacivert-beyazlılar gibi tahmin edilmesi ve durdurulması zor bir takım haline geliyor.

İlk beş maç sonunda da bunu gördük.

Monaco, Maccabi maçı dışındaki 4 maçta da 80 sayıyı geçmeyi başardı. Üstelik bunu yaparken geçen sezon gibi Mike James’in büyük performanslarına ihtiyaçları olmadı. Böylesine bir performansı sadece Virtus Bologna maçında gördük.

Sezonun devamında elbette daha fazla Mike James gecelerine şahit olacağız ama onun bu tarz performanslarına gerek olmadan da Monaco, hücumda durdurulması zor bir takım. Hele hele Jordan Loyd daha yüzdeli bir şekilde şut atmaya başlayınca bu daha da ortaya çıkacak.

Tabii Monaco’nun da bazı problemleri var.

Efes gibi 4 tane oyunu tehdit edebilecek top yönlendirici kadrolarında var ama oyunu sakinleştirebilecek ve kötü bir tabirle oyuna akıl koyabilecek bir oyuncuları yok. Yani bir Krunoslav Simon‘ları yok. Bu da onların maç içerisinde çok fazla iniş çıkış yaşamalarına sebep oluyor.

Bazen öyle sekanslar yaşıyorlar ki, rakiplerinin üstünden silindir gibi geçiyorlar. Özellikle rakip takım savunmada biraz tembel davranırsa bir anda önemli bir seri yakalayabiliyorlar ama tam tersini de yapabiliyorlar. Gözleri kapatılmış bir at gibi Monaco! Sürekli güldür güldür gidiyor ama basketbolda bazen de oyunu kontrol etmeniz, biraz rölantiye almanız gerekir. Fransız ekibi bunu yapamıyor. Mike James’in olduğu bir takımda bunu yapmak kolay değil, bunu anlayabiliyorum ama bunu yapamadıkları anlarda da bir anda ritimlerini kaybediyorlar.

Bunu da en iyi Maccabi maçında gördük.

İlk yarıda hücumda istediği her şeyi yapan bir Monaco vardı. İlk yarıda 42 sayı atan Fransız ekibi, oyun içerisinde 19 sayı farkla öne geçmeyi başarmıştı ama ikinci yarıda işler değişti. Maccabi onları giderek dışarıya doğru itince, Monaco kısaları o agresiflikle mücadele edemedi ve ikinci yarıda sadece 28 sayı atabildiler.

O maç diğer bir problemlerinin göstergesiydi.

Anadolu Efes’in en iyi olduğu dönemlerde, gecelerde iç dış dengesini harika bir şekilde tutturduğunu görürsünüz. Pleiss, Dunston, Sertaç gibi oyuncular, sadece bitirici rolde yer alarak kısaların üstündeki baskıyı adeta emerler. Monaco bunu yapamıyor. Mesela Maccabi maçında uzunlarından sadece 9 sayılık bir katkı alabildiler. Bu çok düşük.

Ellerinde Motiejunas, Moerman gibi iyi iki bitirici var ama bu oyuncularında yaşlarıyla birlikte oyuna getirdikleri başka defolar var. Bu sebeple Fransız ekibi sezon içerisinde bir hamle yapacaksa bence 4-5 rotasyonuna o hamleyi yapması gerekiyor.

Yine de bu haliyle bile bence Fransız ekibi, ligin istim üzerinde olan takımlarında.! Hatırlarsınız, geçen sezon Final Four’u sadece bir maçla kaçırdılar ve bu sezon ellerinde çok daha iyi bir takım var. Bu yüzden onları küçümseyen her takım büyük hata yapar.