Danny Biasone: NBA’i Batmaktan Kurtaran Adamın Hikayesi

14/Mar/23 11:12 Ekim 23, 2023

Meliksah Bayrav

14/Mar/23 11:12

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, hücum süresini icat eden Danny Biasone’nin hikayesini huzurlarınıza taşıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Bu yazı 26 Ağustos 2022 tarihinde Fadeaway World‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Günümüzün NBA basketbolunda takımlar, 24 saniyelik hücum süresine karşın olabildiğinde erken hücum edip tempoyu yukarılara çekmeye çalışıyorlar. Bu nedenle artık maçlarda hücum süresinin sonuna gelindiğine çok az rastlıyoruz. 1990’lı yıllar ve 2000’lerin başında ise durum bundan çok daha farklıydı.

Takımlar o günlerde atak edebilecekleri en uygun eşleşmeyi bulup hücum süresini sonuna kadar kullanmaya çalışırlardı. Bu nedenle izleyenler, maçlarda hücum süresinin dolduğuna sıkça şahitlik ederlerdi.

Bahsettiğimiz bu iki oyun tarzının da sevenleri ve sevmeyenleri var. Bu noktada asıl soru şu, peki basketbolda hücum süresi fikrinin ilk olarak kimden çıktığını bilen var mı?

Eğer bu soruya cevabınız hayırsa endişelenmeyin, doğru adrese geldiniz. NBA’de ilk olarak hücum süresi fikrini ortaya atan kişinin adı Danny Biasone.

Danny Biasone’nin Hayatı

Dante “Danny” Biasone, 22 Şubat 1909 tarihinde İtalya’nın Miglianico isimli küçük kasabasında dünyaya geldi. 10 yaşına kadar hayatını burada sürdüren Biasone, devamında ailesiyle birlikte Syracuse, New York’a taşındı.

Artık bir New Yorker olan Dante, etrafındaki çocuklara daha iyi uyum sağlayabilmek için adını Daniel olarak değiştirmeye karar verdi ve arkadaşları onu Danny olarak çağırmaya başladı. Lisede Katolik Meslek Lisesi’ne yazılan Danny, burada okulun amerikan futbolu takımında oynamaya başladı. Her ne kadar lisede takımın yıldız QB’si olsa da Danny, kolej bursu almayı başaramadı.

Liseyi bitirdikten sonra çocukluk aşkıyla evlenen Danny, ailesini geçirmek için farklı işlerde çalışmaya başladı. 27 yaşındayken Danny, bir arkadaşıyla ortak işe girerek New York’ta İtalyan restoranı açmaya karar verdi. Her ne kadar bu işte başarılı olup epey para kazansa da Danny, rotasını farklı bir yöne kırmak istiyordu.

1941 yılında, yani restoran açıldıktan 5 sene sonra hisselerini satan Danny, eline geçen parayla bir bovling salonu açmaya karar verdi. Bovling işinde de epey başarılı olan Biasone, fazlasıyla para kazanarak bir anda zengin oldu.

Bovling salonundan elde ettiği paralarla farklı bir yatırım yapmak isteyen Danny, Ulusal Basketbol Ligi NBL’de Syracuse Nationals isimli bir takımı satın aldı. Biasone’li ilk sezonunda ligi 21 galibiyet ve 23 yenilgiyle tamamlayan Nationals, playoff biletini aldı. Buna karşın Nationals, playoff ilk turunda eşleştiği Rochester Royals’e pek direnemedi ve 3-1’le elendi.

1949 yılında NBA, NBL organizasyonunu satın almaya karar verdi ve böylece Syracuse Nationals, bir NBA takımı haline gelmiş oldu. NBA’deki ilk sezonunu 51 galibiyet ve 13 yenilgi gibi epey etkileyici bir dereceyle tamamlayan Nationals, adını NBA finallerine yazdırmayı başardı. Her ne kadar finalde Minneapolis Lakers‘a 4-2’yle geçilse de Nationals, epey başarılı bir sezonu geride bıraktı.

Bu yıllarda günümüz basketboluna göre çok daha düşük skorlu maçlar oynanıyordu. Durumun absürtlüğüne bir örnek vermek gerekirse Pistons, 22 Şubat 1950 tarihinde oynanan bir maçta Lakers‘ı 19-18’lik skorla mağlup etmişti. Elbette böylesine çok düşük skorlu maçlar, izleyicilerin lige olan ilgisini olumsuz etkiliyordu.

Danny Biasone ise bazı şeylerin değişmesi gerektiğinin farkındaydı.

Bu noktada kimse ne yapacağını bilmezken Biasone’nin aklında bir fikir vardı. Danny Biasone ve Syracuse Nationals Genel Menajeri Leo Ferris, NBA yönetimiyle görüşerek maçlara hücum süresi eklenmesi fikrini ortaya attılar.

Bu fikrin ardından Biasone ve Ferris ikilisi, hücum süresinin ne kadar olması gerektiğine ve bu olası yeni kuralın oyuna gerçekten etki edip etmeyeceğine yönelik bazı sorularla karşılaştılar. Bu soruların üzerine iyice düşünüp taşınan Biasone, yeni bir fikir geliştirdi.

Dersine epey iyi çalışan Danny Biasone, yaptığı araştırmalarla birlikte bir maçın yüksek skorlu geçmesi için tarafların toplamda en az 120 şut denemesi gerektiği sonucuna ulaştı. Bu noktada işin içine biraz da matematik karıştıran Biasone, olabilecek en iyi rakamı buldu.

NBA’de şu an olduğu gibi o dönemlerde de maçlar 48 dakika oynanıyordu. Bu 48 dakikanın içerisinde kaç saniye olduğunu hesaplayan Biasone, 2880 sonucuna ulaştı. 2880 rakamını da 120’ye (Biasone’ye göre bir maçta denenmesi gereken minimum şut sayısı) bölen Danny, sonuç olarak 24 rakamını buldu.

Evet, ve böylece 24 saniye hücum süresi fikrinin ilk olarak nasıl ortaya çıktığını öğrenmiş oldunuz. 24 saniye kuralına geçilmesiyle birlikte takımlar, eskisinden çok daha çabuk hücum etmek durumunda kaldılar. Takımların maçlarda rakip savunmaya karşı çok daha çabuk karar vermek durumunda kalmaları, müsabakalarda atılan sayıların artmasına ve izleyicilerin birbirinden heyecanlı karşılaşmalara tanıklık etmesini sağladı.

NBA’de o dönemin komisyoneri Maurice Podoloff, Danny Biasone’yi bulduğu müthiş fikir nedeniyle “Basketbolun Kurtarıcı Azizi” olarak çağırmaya başladı. 1950 yılındaki bir rapora göre NBA, eğer hiçbir kural değişikliği olmadan yoluna devam etseydi 3 sene içerisinde batacaktı. Yani bu da demek oluyor ki Biasone, bulduğu müthiş fikirle NBA organizasyonunu tam anlamıyla kurtardı.

Biasone’nin yönetici olarak elde ettiği başarılara bakacak olursak ise Syracuse Nationals, 1954-55 sezonunda NBA şampiyonluğuna ulaştı. 1962-63 sezonunda ise Danny Biasone, Nationals’ı Irv Kosloff ve Ike Richman ikilisine sattı. Takımı Syracuse’dan Philadelphia’ya taşıyan bu ikili, Sixers hikayesinin başlangıcına imzalarını attılar.

Syracuse Nationals’ı sattıktan sonra Danny Biasone, yeniden tümüyle bovling salonu işletmeciliği işine odaklandı. 83 yaşında hayatını kaybettiği 1982 senesine kadar bu işi yürüten Biasone, NBA organizasyonu tarafından John W. Bunn Hayat Boyu Başarı Ödülü’yle onurlandırıldı.

2000 yılında, yani hayatını kaybettikten tam 18 sene sonra Danny Biasone, basketbol oyununa yaptığı büyük katkılardan dolayı Hall Of Fame seçilerek bir kez daha onurlandırıldı. Elbette bu büyük onuru hayattayken yaşamak, Biasone’yi muhtemelen epey mutlu etebilirdi.

Evet, böylece hücum süresi fikrini ilk olarak ortaya atan Danny Biasone’nin hikayesini öğrenmiş oldunuz. Eğer basketbol dünyasında Danny Biasone isimli bir figür yer almasaydı muhtemelen NBA organizasyonu çoktan batmış olurdu. Bu durum, Biasone’nin günümüzde bile ne kadar değerli bir noktada olduğunu ortaya koyuyor.

Photo Credit: Wikipedia

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!