2022-23 NBA Playoffları: Çılgın Sallamalar

15/Nis/23 14:58 Nisan 15, 2023

Bilal Baran Yardımcı

15/Nis/23 14:58

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, dev NBA playoffları öncesi çılgın sallamalarıyla huzurlarınızda…

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

2022-23 NBA normal sezonu ve Play-In maçları geride kaldı, sırada şampiyonun belirleneceği playofflar var!

Birçok sürprize sahne olan bu sezon, playofflardaki heyecan yoğunluğu açısından çok şey vaat ediyor. Batı Konferansı’nda neredeyse hiçbir takım diğerlerinden bariz şekilde sivrilmiyor. Bu durum bize playoff boyunca heyecan dolu, rekabet seviyesi yüksek ve sürprize açık seriler izletmek için çok ideal.

Doğu Konferansı’nda ise favoriler biraz daha belirgin olsa da ikinci turdan itibaren rekabet seviyesi inanılmaz bir seviyeye çıkacak. Asıl şampiyon adayları Doğu’da gözüküyor ve aralarından finale çıkan takımın belirlenmesi için birilerinin hayal kırıklığı yaşaması gerekiyor.

NBA playoffları her zaman büyük sürprizlere teşne olmuştur. Bu sezon ise saydığım sebeplerden dolayı normalin de üstünde bir sürpriz payı bırakmak gerekiyor. Biz de bu gece başlayacak playofflar için birbirinden çılgın ve absürt tahminlerimizi siz değerli okuyucularımızın huzurlarına sunuyoruz.

Burada yapacağım “sallamaların” gerçekleşme ihtimalinin -en azından bazıları için- çok yüksek olmadığının elbette farkındayım. Yine de bu, birkaç cesur tahminde bulunmaya engel olmayacak.

Hazırsanız başlayalım…

Batı Konferansı Finalleri’nde Eski Dostlar Karşı Karşıya

Kevin Durant ve Stephen Curry, 2016 yazında bir araya geldiğinde ligi domine etmeleri bekleniyordu. Nitekim 2017 ve 2018 sezonlarında finallerde sadece bir maç kaybettiler ve üst üste iki kez şampiyon oldular. Bu şampiyonluklarda öne çıkan isim ise iki seride de Finaller MVP’liği ödülünü kazanan Durant olmuştu.

Sakatlıkların büyük zarar verdiği 2019 finallerinin kaybedilmesinin ardından yollarını ayıran ikili, tek başlarına şampiyon olabileceklerini de kanıtlamak istiyordu bir yandan. Kevin Durant için Brooklyn Nets dönemi pek de bu doğrultuda gitmedi ve bu sezonun ortasında yıldız oyuncu Phoenix Suns‘a takaslandı. Durant; James Harden ve Kyrie Irving ile birlikte bir “süper takım”da daha bulunsa da gerek sakatlıklar, gerek saha dışı problemler sebebiyle üç oyuncu da Nets‘ten herhangi bir başarı elde edemeden ayrıldı.

Madalyonun diğer yüzünde ise Stephen Curry için geçtiğimiz yıl adeta rüya gibiydi.

Durant gittikten sonra iki sezonda da sakatlıkların büyük etkisiyle playoff dışında kalan Golden State Warriors‘ın kurduğu hanedanlığın bittiği konuşuluyordu. Curry için de görkemli kariyerinde hiç Finaller MVP’si ödülünün olmaması büyük bir leke olarak görülüyordu. 2021-22 playofflarına favori olarak girmese de Warriors, bütün rakiplerini teker teker geçerek şampiyonluğa ulaştı ve herkese hanedanlığın hala devam ettiğini kanıtladı. Curry de özellikle final serisinde Boston Celtics‘e karşı mükemmel bir performans sergilemişti ve kariyerinde ilk kez Finaller MVP’si ödülünü kazanarak dördüncü yüzüğüne ulaşıyordu.

Bu sezona son şampiyon unvanıyla giren Warriors, sezon boyunca sakatlıklar, bir türlü oturmayan rotasyon ve saha dışı krizler (Andrew Wiggins’in sezonun son bölümünü kaçırması gibi) sebebiyle beklentinin çok altında kaldı. Özellikle Warriors gibi tecrübeli bir takımın deplasmanda oynadığı 41 maçın 30’unu kaybetmesi absürt bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Fakat San Francisco ekibi bir şekilde kendini direkt playofflara atmayı başardı. Sezonu altıncı sırada bitirip ilk turda Sacramento Kings‘in rakibi olan Warriors’a bir güzel haber de Wiggins’ten geldi. Geçtiğimiz sezonun finallerinde kritik rol oynayan başarılı forvet, playofflarla birlikte sahaya dönebilecek.

Warriors bu sezon her ne kadar geçtiğimiz sezon gibi oturmuş bir rotasyonla oynamasa da bu takımın asıl beşlisi sahadayken ne kadar tehlikeli bir takım olduğunu hepimiz biliyoruz. Stephen Curry, Klay Thompson, Andrew Wiggins, Draymond Green ve Kevon Looney gibi oyuncuların olduğu bir takımla playofffta kimse karşılaşmak istemez – özellikle de Kings gibi tecrübesiz kadrolar…

Warriors’ın Batı’daki bu karmaşık durumdan tecrübesiyle yine bir şekilde çıkmasını ve kendisini Batı Konferansı Finalleri’ne atmasını bekliyorum. Orada ise rakip geçen seneye göre daha dişli olacak.

Geçtiğimiz sezon yaşanan hayal kırıklığının ardından bu sezona beklentiler düşük giren Suns, takas döneminde Kevin Durant’i kadrosuna katarak yeniden şampiyonluk parolasına büründü. Ne yazık ki Durant takımla üç maça çıktıktan sonra sakatlandı ve normal sezonun son bölümüne kadar oynayamadı. Döndükten sonra da beş maça çıkan Durant, bireysel olarak muhteşem gözüküyor. Sezonu %56-%40-%91 gibi astronomik yüzdelerle bitiren Durant, Suns formasıyla çıktığı sekiz maçı da kazandı.

Suns her ne kadar takas sonrası biraz olsun uyum sağlayabilecek aralığı bile bulamasa da şu anki Batı Konferansı’nda yıldız gücüyle en korkutucu takım durumunda. Belki “takım” olarak Denver Nuggets daha çok öne çıkıyor olabilir fakat kadroların bu kadar denk olduğu senaryolarda genellikle en iyi oyuncuya sahip olmak büyük fark yaratır. Durant de bu unvanı hakkıyla taşıyabileceğini göstermiş bir oyuncu.

İki takımın da normal sezonu gerilerde bitirmelerine rağmen neden iki tur geçerek Konferans Finalleri’ne geleceğini düşündüğümü açıkladım. O noktada ise bizi sahnelerin en büyüğüne, NBA Finalleri’ne ulaşmak için birbirilerine yedi yıl sonra rakip olacak Stephen Curry ve Kevin Durant’in muhteşem savaşı bekliyor olacak.

“Kral” Alışık Olduğu Sahneye İzini Bırakacak

Los Angeles Lakers için 2022-23 sezonu tam bir “roller coaster” oldu desek yeridir. Geçtiğimiz sezon LeBron James-Anthony Davis-Russell Westbrook üçlüsü etrafında fiyaskoyla sonuçlanan sezonun ardından yaz döneminde majör bir hamle yapmayı tercih etmeyen Lakers, taraftarlarının tepkisini toplamıştı. Nitekim ilk 12 maçta alınan 10 mağlubiyet ve saha içinde Westbrook’un açık şekilde uyumsuz olduğunu gösterdiği performanslar değişimin gerektiğini daha da sert bir şekilde gösterdi.

Bu bölümün ardından Anthony Davis’in gösterdiği özel performansla Lakers, krizin içinden bir nebze olsun çıkmayı başardı fakat sakatlıkların da etkisiyle bir türlü sağlanamayan istikrar, takımın play-in potasına girememesine yol açıyordu. Takas döneminin sonu geldiğinde Lakers, hamle yapmaya muhtaç haldeydi.

Takımın GM’i Rob Pelinka, sonunda bekleneni yaptı ve Russell Westbrook takımdan ayrıldı. Takıma Rui Hachimura, D’Angelo Russell, Jarred Vanderbilt, Malik Beasley gibi yeni simalar eklendi. Lakers tam form tutuyor ve sıralamalarda yükseliyor gibiyken bu sefer de LeBron James sakatlandı ve taraftarlar tekrar umutsuzluğa kapıldı.

Lakers, takaslardan önce 13. sırada yer alıyordu. Play-in ve playoff potasıyla arada çok fazla galibiyet farkı bulunmasa da geride bırakılması gereken takım sayısının fazlalığı, James’in yokluğunda umutları azaltıyordu. Bu noktada bir kez daha Anthony Davis sahneye çıktı ve performansını arttıran Austin Reaves ile beraber takımı su üstünde tuttu. Yeni parçalar da takıma daha uyumlu gözüküyordu ve Lakers, All-Star arasından sonra oynadığı 23 maçın 16’sından galip ayrılarak sezonu yedinci sırada bitirmeyi başardı. Nefesleri kesen play-in maçında Minnesota Timberwolves‘un mağlup edilmesiyle birlikte “Kral”, Davis ve arkadaşları playoff sahnesinde yer almayı garantiledi.

Rakipleri ise sezonu ikinci sırada bitiren Memphis Grizzlies oldu. Sezon içinde Ja Morant’in saha dışı davranışları sebebiyle krize giren Grizzlies, derin rotasyonu sayesinde sıralamalarda üstte kalmayı başardı. Son yıllarda birçok kez olduğu gibi harika bir normal sezon geçiren Grizzlies, geçtiğimiz sezonlarda playoffta yaşadığı sorunları aşmak için dışarıdan bir hamle yapmadı, hatta Steven Adams ve Brandon Clarke’ı sakatlığa kurban vermesiyle tecrübe toplamında eksiklik yaşandı.

Playoffta oyun yavaşladığında ve yarı sahaya sıkıştığında Ja Morant gibi hataya teşne bir süper yıldızın yönettiği takımlar genelde veteran yan parçaları yoksa büyük sorunlarla karşılaşıyor. Memphis’in bir kez daha bu sorunlarla yüzleşeceğini düşünüyorum. Rakipleri ise tam olarak bu durumlarda öne çıkmayı bilen, NBA tarihinin en tecrübeli playoff oyuncusunun liderliğinde geliyor.

LeBron James, 20 yıllık kariyerinde 16. kez playoff sahnesinde ve Anthony Davis ile birlikte genç ve tecrübesiz Grizzlies kadrosunu eleyebilecek benzini hala içinde bulundurduğuna inanıyorum.