2022-23 Türk Telekom: Erdem Can’la Gelen Saadet

25/Nis/23 13:16 Nisan 25, 2023

Meliksah Bayrav

25/Nis/23 13:16

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, sezonun flaş ekiplerinden Türk Telekom’a bakış atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Ülke basketbolunun önemli kulüplerinden Türk Telekom, bir süredir basketbola düzenli olarak yatırımlarını sürdürse de bir türlü istenilen sonuçları alamıyordu. Geçtiğimiz sezon Basketbol Süper Ligi’nde Playoff yarışının bir hayli uzağında kalarak hayal kırıklığı yaratan başkent ekibi, yazın yepyeni bir yapılanmaya gitti.

Genel Menajerlik görevi için Önder Külçebaş’la anlaşan Türk Telekom, başantrenörlük görevine ise ülke basketbolunun yükselen figürlerinden Erdem Can’ı getirdi. Kadrosunu da baştan aşağı yenileyen Ankara temsilcisi, sezonun şu ana kadarki bölümüne kadar harikalar yarattı.

Yalnızca Basketbol Süper Ligi’nin değil, tüm Avrupa’nın en flaş takımlarından biri olan Türk Telekom, mücadele ettiği tüm kulvarlarda zirveye oynamayı başardı.

Basketbol Süper Ligi’nde Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko gibi iki devi bu sezon oynadığı tüm maçlarda deviren koç Erdem Can’ın ekibi, ligin büyük bölümünü zirvede götürdü. Ligde bitime 4 maç kala Ankara temsilcisi, en yakın takipçisi Fenerbahçe‘nin 1 galibiyet farkla önünde olmasının yanı sıra olası bir eşitlik durumunda ikili averaja da sahip.

EuroCup normal sezonunda ise B grubunu 13 galibiyet ve 5 yenilgiyle tamamlayan Türk Telekom, Gran Canaria’nın arkasından grubu ikinci sırada bitirerek adını Son 16’ya yazdırdı.

Son 16’da İtalya Kupası şampiyonu Brescia’yı, çeyrek finalde ise ratiopharm Ulm’ü saf dışı bırakan koç Erdem Can’ın ekibi, bu hafta yarı finalde Prometey’e karşı deplasmanda kazanması durumunda EuroLeague biletine yalnızca 1 maç uzaklıkta olacak.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde Erdem Can’lı Türk Telekom’un müthiş sezonuna bakış atıyor.

Düzen ve İstikrar

Türk Telekom’un geçtiğimiz sezonlarına baktığımız zaman tıpkı bu yıl olduğu gibi kaliteli kadroların kurulduğunu görüyoruz. Yapılan yatırımlara ve kadroya dahil edilen iddialı eklemelere karşın başkent ekibi, bir türlü beklenen istikrarı yakalayamamış ve sezon içerisinde sıkça oyuncu ve koç değişikliği yolunu tercih etmişti.

Bu nedenle yazın Türk Telekom’un oluşturmaya çalıştığı yeni yapılanmaya dair en kilit noktaların başında istikrar geliyordu. Yine kadrosunu iddialı takviyelerle güçlendiren Ankara temsilcisi, yeni koçu Erdem Can’ın önderliğinde kadro ve oyun istikrarını yakalamayı hedefliyordu.

Açıkçası şu ana kadar ortaya çıkan tabloya baktığımız zaman bu hedefin gerçeğe dönüştüğünü çok rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yazın Jerian Grant, Tony Taylor, Tyrique Jones, Erkan Yılmaz, Axel Bouteille, Nate Sestina, Rıdvan Öncel ve Semih Erden gibi değerli isimleri transfer eden Türk Telekom, yeni bir kadro oluştururken birbirlerini tamamlayabilecek özellikteki oyuncuları takıma dahil etti.

Kadrodaki oyuncuların parkede birbirlerini tamamlayabilecek yetenekte olmaları, haliyle takım kimyasına da som derece pozitif bir şekilde etki etti. Bunun sonucunda ise hem EuroCup’ta, hem de Basketbol Süper Ligi’nde sezonun en istikrarlı takımlarından biri ortaya çıktı.

Oyun kurucu rotasyonunda Tony Taylor ve Jerian Grant gibi iki çok yönlü kısayı bulunduran Türk Telekom, saf bir oyun kurucudan ziyade hem pas, hem de skor tehdidini sahaya yansıtabilen combo guard özelliklerindeki iki top yönlendiriciyle sezonu götürüyor. Bu ikilinin hem aynı anda sahadayken, hem de biri kenardayken verimli bir performans ortaya koyabilmeleri, Ankara temsilcisi için sezonun en kilit faktörlerinden biri oldu.

Aslında Jerian Grant ve Tony Taylor, oyuncu profilleri bakımından birbirlerine çok benziyorlar. Daha önce 3 sezon boyunca Pınar Karşıyaka formasıyla da izlediğimiz Tony Taylor; pas, çembere atak ve skor tehdidini aynı anda sahaya yansıtabiliyor. Jerian Grant de Taylor’a benzer şekilde pas, skor ve çembere atak tehditleriyle takımının hücumuna çok değerli katkılar sağlıyor.

Öte yandan kadronun ana top yönlendiricileri konumundaki Taylor ve Grant ikilisi, saf bir oyun kurucu olmadıkları için oyunu okuma ve pas zamanlaması konusunda üst düzey diyebileceğimiz kısalar değiller. Zaman zaman bu ikilinin organizasyonu sağlamaktan ziyade kendi skorlarına odaklanmaları, Türk Telekom hücumlarına eksi yazabiliyor.

Bu gibi ufak tefek negatif detaylara ve birbirlerine epey benziyor olmalarına karşın Jerian Grant ve Tony Taylor, sezonun neredeyse tamamında çok uyumlu bir ikili gibi gözüktüler. Elbette bu noktada koç Erdem Can’ın saha içi dokunuşlarının da katkısı büyük.

Saha içi yerleşimi ve spacing konusunda sadece EuroCup’ın değil, tüm Avrupa’nın en önde gelen ekiplerinden biri olan Türk Telekom’da her oyuncu, o an planlanan aksiyona göre nerede durması ve nereye hareketlenmesi gerektiğini çok iyi biliyor.

Bu noktada Taylor ve Grant ikilisi, aynı anda sahadalarken birbirlerini topsuz oyunda nasıl tamamlayabileceklerini çok iyi biliyorlar. Böylelikle pas trafiğinin akışkan olduğu hücumlarda Ankara temsilcisi, rakiplerine karşı yarı sahada birden fazla atak tehdidi oluşturarak savunmanın dengesini bozabiliyor.

Ayrıca bu sezon Türk Telekom’un hücum düzeninde kısaların birbirlerine çok sık perdeleme yaptıklarını da görebiliyoruz. Mesela Jerian Grant’in uygun pozisyonda şut atmak için bir uzun gibi Tony Taylor’a perdeleme yaptığına, veya bunun tersi senaryoda Tony Taylor’ın şutu bulmak için Jerian Grant’e perdeye gittiğine sıkça tanıklık ettik. Bu tür ufak dokunuşlar basit gibi gözükse de çift kısalı düzenlerde alanları iyice açabilmek için fazlasıyla etkili olabiliyor.

Bu ikiliye ek olarak Axel Bouteille, özellikle topsuz oyunda Türk Telekom hücumlarına yaptığı katkıyla sezonun kahramanlarından biri oldu. Avrupa’nın en keskin şutörlerinden biri olan Bouteille, topsuz perde çıkışı aksiyonlarında hem bir anda şutu kaldırıp atabilmesi, hem de peşinden sürüklediği savunmacısından kurtulup top yönlendirebilmesiyle takımının hücumlarına farklı bir boyut katıyor.

Ayrıca Fransız skorerin kadrodaki varlığı, başkent ekibini sahada tahmin edilmesi çok güç bir takım haline getiriyor.

Kadrosunda böylesine etkili 3 skoreri bulunduran bir takım, haliyle hücum verimliliğini arttırabilmek için yarı saha hücumlarında alanları iyice açmayı ve oyuncuların daha rahat hareket edebilmesini hedefler. Bu noktada Türk Telekom, uzun rotasyonunda EuroCup seviyesinin en etkili pivotlarından biri olan Tyrique Jones’u bulunduruyor.

Jones’un topu çember etrafında aldığı zaman durdurulması neredeyse imkansız bir oyuncu olması, boyalı alana doğru hareketlendiği zaman bir mıknatıs gibi rakip savunmanın konsantrasyonunu da üzerine çekmesini sağlıyor. ABD’li uzunun eşleşmesindeki oyuncunun yanı sıra yardım savunmasını da üzerine çekmesi, haliyle kısalar için yarı sahadaki alanları iyice genişletiyor.

Tyrique Jones’un çember etrafındaki bitiriciliğine ek olarak boyalı alan çevresindeki boşlukları çok iyi süzüp doğru zamanda doğru yere hareketlenmesi, Türk Telekom’un hücum gücünü arttıran başlıca etkenlerden biri oldu. Jones’un rakip savunmanın konsantrasyonunu üzerine çektiği anlarda hem saha içi yerleşimi, hem de pas trafiğini çok etkili şekilde sağlayan koç Erdem Can’ın ekibi, bu sayede maç başına 84 sayıyla EuroCup’ın en etkili hücum takımlarından biri oldu.

Bu noktada Erkan Yılmaz ve Nate Sestina ikilisine de değinmeden geçmemek gerek. Geçtiğimiz sezon Bahçeşehir Koleji formasıyla Basketbol Süper Ligi’nin değerli yerli oyuncu profillerinden biri olan Erkan Yılmaz, bu yıl koç Erdem Can’la birlikte müthiş bir gelişim göstererek sezonun flaş isimlerinden biri oldu.

Halen dış şut tehdidi konusunda bazı sorunlar yaşasa da sahada bitmek tükenmeyen enerjisi, ribaundlara yaptığı müthiş katkı ve forvetten top yönlendirebilme becerisiyle Erkan, takımının vazgeçilmezleri arasına girdi.

Geçtiğimiz yıl ülkemizde Yukatel Merkezefendi Belediyesi formasıyla izlediğimiz Nate Sestina ise zaman zaman etkili performanslar ortaya koymasına karşın belirli bir istikrar yakalamakta zorlanmıştı. Yazın transfer olduğu Türk Telekom’da hem 4, hem de 5 numara rotasyonundan süre bulan Sestina, takımın hücum gücünü yükselten başlıca oyunculardan biri oldu.

Koç Erdem Can’la daha önce NBA Yaz Ligi’nde de birlikte çalışan ABD’li oyuncu, pozisyonu için epey çabuk şut mekaniğiyle birlikte keskin bir üçlük tehdidine sahip. Bu sayede hem 4, hem de 5 numara pozisyonlarından sahayı iyice genişletebilen Sestina, dış şut katkısına ek olarak çembere atak edebiliyor.

Sestina’nın özellikle kısalara yaptığı gölge perdelemelerden sonra dışa doğru açılarak hem dış şut, hem de çembere atak tehdidi yaratabilmesi, Türk Telekom’un hücumunu çeşitlendirebilmesi hususunda çok büyük katkı sağlıyor.

Kadrosunda birbirlerini tamamlama noktasında çok değerli profilleri bulunduran Türk Telekom, bir düzen dahilinde süre alan her oyuncusundan ciddi katkılar alıyor. Elbette bu tablonun ortaya çıkmasında en büyük krediyi ise koç Erdem Can’a vermek gerekiyor.

Erdem Can: Ülke Basketbolunun Yükselen Değeri

Sadece ülke basketbolunun değil, Avrupa basketbolunun son dönemlerdeki en gözde isimlerinden biri olan koç Erdem Can, bilindiği üzere Fenerbahçe‘de 2012 ile 2021 yılları arasında Fenerbahçe‘de asistan koç olarak görev yaptı. Bu süreçte başarılı çalıştırıcı, tam 7 yıl boyunca efsanevi koç Zeljko Obradovic‘in teknik ekibinde yer aldı.

Zeljko Obradovic 2020 senesinde Fenerbahçe’den ayrıldığı zaman Erdem Can’ın ismi, başantrenör adayları arasında anılıyordu. Buna karşın Sırp koç Igor Kokoskov’la anlaşan sarı-lacivertli ekipte Erdem Can, 1 sezon daha asistan koç olarak görev yapmaya devam etti. Yalnızca 1 sezon sonra Kokoskov’un NBA yolcusu olmasının ardından Fenerbahçe’nin bu sefer de takımın başına Sasha Djordjevic’i getirmesi, koç Erdem Can’ın kendine farklı bir kariyer rotası çizmesine sebep oldu.

Daha önce NBA Yaz Ligi’nde Utah Jazz‘in teknik ekibinde görev alan başarılı çalıştırıcı, 2021 yazında 9 yıllık Fenerbahçe serüvenine nokta koydu ve NBA’de Jazz koçu Quin Snyder’ın ekibine katıldı. 2021-22 sezonunun sonunda Snyder’ın görevine aon verilmesiyle birlikte Erdem Can için artık başantrenörlüğe geri dönme vakti gelmişti.

Daha önce 2012 senesinde kısa bir dönem Olin Edirne’de başantrenörlük görevini üstlenen 42 yaşındaki çalıştırıcı, devamında aynı sene içerisinde Edirne’den ayrılmış ve Fenerbahçe’de Simone Pianigiani’nin ekibine katılmıştı. Tam 9 yıl aradan sonra başantrenörlüğe geri dönme kararı alan Erdem Can, yazın Türk Telekom ile anlaşmaya vardı.

Açıkçası Türk Telekom, koç Erdem Can’ın koçluğa geri dönüşü için olabilecek en iyi duraklardan biriydi. Öncelikle bir Ankaralı olan başarılı çalıştırıcı, böylelikle memleketine geri dönmüş oldu. Ayrıca yeni görevinde daha önce Fenerbahçe’den de çok yakından tanıdığı Önder Külçebaş’la birlikte çalışmaya başlayan 42 yaşındaki koç, kadroyu istediği gibi oluşturma fırsatını elde etti.

Ayrıca Türk Telekom’un başarı ve taraftar baskısı bakımından da nispeten rahat çalışılabilecek bir kulüp olması, başantrenörlüğe geri dönüş sürecinde koç Erdem Can’ın avantajına oldu.

Açıkçası sezon başında Erdem Can’a yönelik beklentiler büyüktü. Uzun yıllar boyunca Avrupa basketbolu tarihinin gelmiş geçmiş en büyük koçu Zeljko Obradovic’in yanında görev alan başarılı çalıştırıcı, aynı zamanda 1 sezonluk bir NBA tecrübesi de edinmişti. Tüm bu faktörler yan yana gelince Erdem Can’ın yeni durağında başarılı bir iş çıkarması, haliyle ülke basketbolundaki popülerliğini de iyice arttıracaktı.

Türk Telekom’la başantrenörlük görevine geri dönen koç Erdem Can, geri dönüş senesinde şu ana kadar beklentilerin bir hayli üzerine çıkmayı başardı. Kısa süre içerisinde hem hücumda, hem de savunmada tıkır tıkır işleyen bir düzen oluşturan başarılı çalıştırıcı, Ankara temsilcisinin Avrupa’nın en flaş takımlarından birine dönüşmesindeki ana faktör oldu.

Evet, Türk Telekom’un kadro kalitesi ve takımdaki oyuncuların birbirlerini tamamlayabilmesi bakımından avantajlı bir takım olduğu doğru. Buna karşın şu ana kadar yalnızca takımını başarıya taşımakla kalmayan Erdem Can, kadrodaki çoğu oyuncuya dokunarak neredeyse her oyuncusundan olabilecek maksimum katkıyı aldı.

Örnek vermek gerekirse Tony Taylor, ilerleyen yaşı ve yaşadığı sakatlık problemleriyle birlikte düşüşe geçmeye başlayan bir oyuncuydu. Buna karşın takımın iki ana top yönlendiricisinden biri konumundaki Taylor, şu sıralar kariyerinin en formda dönemlerinden birini geçiriyor.

Geçtiğimiz sezon Olimpia Milano‘da kadroya bile girmekte çok zorlanan Jerian Grant, bu sezon Tony Taylor’la kısa rotasyonunda müthiş bir partnerlik kurdu ve kariyerinde yeniden yükselişe geçti.

İtalya Ligi’nin geleceği parlak oyuncuları arasında gösterilen Tyrique Jones, bu sezon EuroCup seviyesinin en dominant uzunlarından birine dönüştü. Bu dönüşümle birlikte Jones, gelecek sezon EuroLeague sahnesine geçiş yapmaya aday isimler arasında yer alıyor.

Kadrodaki oyuncuların performanslarına ve takımın üst üste aldığı başarılı sonuçlara baktığımız zaman koç Erdem Can, başantrenörlüğe geri dönüş senesinde tam anlamıyla harikalar yaratıyor.

Bu sezon verdiği her röportajda ve yaptığı her maç sonu açıklamasında başarılı çalıştırıcı, takım olarak hedeflerinin her geçen gün daha iyiye gitmek olduğunu belirtiyor. Türk Telekom’un şu ana kadarki serüvenine baktığımız zaman ortaya her geçen gün daha da iyiye giden bir takımın çıktığını söylemek, muhtemelen pek yanlış olmayacaktır.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!