AS Monaco – Fenerbahçe Beko: Detaylarla Seri Analizi

24/Nis/24 10:21 Nisan 24, 2024

Meliksah Bayrav

24/Nis/24 10:21

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun AS Monaco ile oynayacağı Playoff serisinin şifrelerine göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk on sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından son buldu. Artık sırada biz Avrupa basketbolu aşıklarının her yıl çok büyük bir hevesle beklediği Playoff turu var.

Sezonun önemli bölümünü Playoff hattı içerisinde geçiren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, saha avantajını alamasa bile ligi altıncı sırada bitirdi ve Play-In’i pas geçerek direkt olarak Playoff biletini aldı.

Böylelikle sarı-lacivertli ekibin Playoff turundaki rakibi, lig üçüncüsü AS Monaco oldu.

Fenerbahçe Beko ile AS Monaco, bugüne dek modern EuroLeague tarihinde sadece altı kez kozlarını paylaştılar. Oynanan bu altı karşılaşmanın dördünde Fenerbahçe sahadan galibiyetle ayrılırken kalan iki maçı ise Monaco kazandı.

Öte yandan iki takım arasında normal sezonda oynanan iki karşılaşmada ise iç saha takımları galibiyete uzandı.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen AS Monaco – Fenerbahçe Beko eşleşmesinin saha içi şifrelerine göz atıyor.

Rakip AS Monaco Nasıl Bir Takım?

mike-james-monaco

Henüz EuroLeague’deki sadece üçüncü sezonunu geçiren AS Monaco, açıkçası bu üç sezonda da önemli işlere imza atmayı başardı. İlk senesinde koç değişikliğinin ardından vites arttıran Monaco, Playofflara kalmayı başardı. Olympiakos’u çok zorlamasına karşın seriyi 3-2 kaybeden kırmızı-beyazlı ekip, ilk senesinde Final Four’un eşiğine kadar geldi.

Monaco, ligdeki ikinci yılında ise Final Four’a kalmayı başardı. Normal sezonu ilk dört içerisinde bitiren Sasa Obradovic‘in ekibi, Playoffta karşılaştığı Maccabi‘yi 3-2 geçmeyi başardı. Bunun üzerine kulüp tarihinde ilk kez Final Four biletini alan Monaco, sezonu üçüncülükle tamamladı.

Bu sezon AS Monaco, bir kez daha normal sezonu ilk dört sıra içerisinde bitirmeyi başardı. Sezona sakatlık sorunlarının da etkisiyle yavaş başlamasına karşın Monaco, ikinci yarıda müthiş bir form grafiği yakalayarak üst üste galibiyetler aldı. Bu periyotta ilk dört sıraya tırmanan Sasa Obradovic‘in ekibi, üst üste ikinci kez Playoffta saha avantajını ele geçirdi.

AS Monaco, normal sezon serüveni boyunca ilginç olaylar yaşadı. Takımın üç yıldızından biri olan Jordan Loyd, sakatlık sorunları nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kaldı. Kadronun bir diğer yıldızı Elie Okobo ise bir dönem disiplinsiz davranışları yüzünden kadro dışı bırakıldı. Özellikle bu iki oyuncunun yokluğunda Monaco, üst üste yenilgiler aldı.

Aslında bakarsanız AS Monaco, biraz ilginç bir takım. Açıkçası kadrosunda Mike James, Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi (Kemba Walker’ı saymıyorum) üç müthiş kısayı bulunduran bir takımdan hücum metriklerinde fark yaratması beklenir. Monaco’da ise işler pek bu şekilde ilerlemiyor.

Monaco, maç başına sadece 16 asistle ligin en az asist yapan üç takımından biri. Maç başına 81.9 sayı atan Monaco, bu alanda da ligin en öne çıkan takımlarından biri değil.

Asıl kulağa ilginç gelen nokta ise Monaco’nun üçlük sayılarında gizli. Normal sezon boyunca çıktığı 34 maçta sadece 760 üçlük denemesinde bulunan AS Monaco, ligin ASVEL ve Valencia‘dan sonra en az üçlük atan takımıydı. Üçlük sayısının ilk altı içerisindeki diğer takımlara kıyasla çok daha az olmasına karşın Monaco, maç başına yüzde 35’lik üçlük isabet oranıyla ligin yine en kötülerinden biriydi.

Evet. sonuç olarak baktığımızda Monaco, kadrosundaki yetenek seviyesine rağmen çok sayı atan bir takım değil. Ayrıca hem çok az üçlük atıyorlar, hem de çok asist yapıyorlar. Tüm bu negatif gibi gözüken detaylara rağmen AS Monaco, normal sezonda çok sayıda maç kazanarak Playoffta saha avantajını ele geçirdi.

Peki bu nasıl oldu?

Aslında bu sorunun cevabı takım savunmasında gizli. Bu konuda koç Sasa Obradovic’in hakkını ciddi şekilde teslim etmek gerekiyor. Açıkçası Monaco, başta Mike James olmak üzere koçlar için kolay idare edilebilir bir oyuncu kadrosuna sahip değil. Üstelik bu takımda savunması yerine hücumuyla fark yaratan birçok önemli oyuncu mevcut.

Buna rağmen koç Sasa Obradovic, böyle bir oyuncu grubundan ligin en sert savunma yapan takımlarından birini çıkarmayı başardı. Tıpkı geçtiğimiz sezon olduğu gibi.

Savunma metriklerine baktığımızda AS Monaco için tablonun hücuma göre çok daha parlak gözüktüğünü söyleyebiliriz. Maç başına rakiplerinden sadece 79 sayı yiyen Monaco, bu alanda ligin en iyi üç takımından biri. Monaco’ya karşı oynayan rakiplerin ortalama top kaybı sayılarına baktığımızda tablonun iyice parlaklaştığını görüyoruz.

Rakiplerini normal sezon boyunca maç başına 13.1 top kaybına zorlayan Monaco, bu alanda ligin zirvesinde yer aldı. Monaco’ya karşı normal sezonda oynayan takımların maç başına ortalama asist sayısı ise 17. Yani Sasa Obradovic’in ekibi, bu alanda da ligin en etkili takımlarından biri.

Temsilcimiz Fenerbahçe Beko, bu sezon deplasmandaki Monaco maçında rakibin bu alanda ne kadar etkili olduğuna bizzat şahitlik etmişti. Maçı tamı tamına 20 top kaybıyla tamamlayan temsilcimiz, yalnızca 69 sayıda kalarak sezonun hücum anlamında en kötü maçlarından birini geride bırakmıştı.

Monaco’nun rakiplerini bu denli şekilde top kaybına zorlayabilmesinin iki ana sebebi var. Öncelikle AS Monaco, ligin atletizm düzeyi en yüksek takımlarından biri. Alpha Diallo, John Brown, Jaron Blossomgame ve Yakuba Ouattara gibi isimler, yardım savunması konusunda gerçekten çok etkililer. Bu oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlıklarının yanı sıra yardıma giderken epey agresif olabilmeleri, rakiplerin pas trafiğini epey kısıtlayabiliyor.

Ayrıca Monaco oyuncularının savunmada ellerini çok aktif kullanmaları da rakiplerin top kaybı sayısının artmasındaki başlıca etmenlerden biri.

Öte yandan elbette AS Monaco, sadece savunmasıyla öne çıkan bir takım değil. Evet, Monaco’nun hücum metrikleri bakımından ligin en parlak takımlarından biri olmadığı doğru. Yine de bu durum, kırmızı-beyazlı ekibin berbat bir hücum takımı olduğu anlamına gelmiyor.

Monaco’nun hücumda en iyi yaptığı şey, topun kıymetini bilmek. Aslında bu tabloya baktığımızda da koç Sasa Obradovic’e hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Oyunu neredeyse tamamen kısaların yaratıcılığı üzerinden yönlendiren takımlar, aslında top kaybı yapmaya daha çok teşne olurlar. AS Monaco cephesinde ise durum böyle değil, hem de açık ara ligin en çok topla oynayan kısası Mike James’i kadrolarında bulundurmalarına rağmen.

Maç başına sadece 10 top kaybı yapan AS Monaco, bu alanda ligin açık ara zirvesinde yer alıyor. Yani ligin rakiplerini en çok top kaybına zorlayan takımı konumundaki Monaco, ayrıca rakiplerine kıyasla çok ama çok az top kaybediyor. Bu tablo, Monaco’nun normal sezondaki pozitif görüntüsünün altında yatan gerekçelerden belki de ilki.

Bu noktada Monaco’nun yaptığı çok iyi bir şey daha var. Takımdaki oyuncular, Mike James gibi topu domine etmeyi çok seven bir liderin etrafında nasıl oynamaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Hızı, çabukluğu ve fundamental becerileri sayesinde Mike James, muhtemelen ligin birebirde savunulması en zor oyuncularının başında geliyor. Hal böyle olunca rakipler, James’in üzerine birden fazla oyuncuyla konsantre olmak durumunda kalıyorlar.

Monaco’da Jordan Loyd, Alpha Diallo, John Brown, Jaron Blossomgame ve Yakuba Ouattara gibi oyuncular, James’in etrafında nasıl hareketlenmeleri gerektiğini çok iyi biliyorlar. Rakibin savunma konsantrasyonunun tamamen Mike James’in üzerinde olduğu anlarda Monaco oyuncularının çok sık topsuz hareket ettiklerini görebiliyoruz. Bu gibi durumlarda Monaco, orta mesafeler üzerinden veya çember çevresinde James’in asistleriyle kolay sayılar bulabiliyor.

Dolayısıyla temsilcimiz Fenerbahçe Beko’yu AS Monaco’ya karşı zorlu bir Playoff serisi bekliyor. Buna karşın temsilcimiz, ligin ikinci yarısında oynanan maçtan (76-69) çıkarılacak sonuçların da ışığında Monaco’yu saf dışı bırakabilecek kaliteye fazlasıyla sahip. Elbette bunun olabilmesi için seride doğru noktaların üzerinde yoğunlaşılması gerek.