10 NBA Yıldızı İçin Yeni Takımlarındaki En İyi Senaryo

26/Ağu/19 11:37 Ağustos 26, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

26/Ağu/19 11:37

Eurohoops.net

NBA’in yeni yıldızları gittikleri takımda en iyi ihtimalle neler yaşayabilir?

by Zach Buckley / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 7 Ağustos 2019 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA tarihinin en acayip yaz dönemi, muazzam vaatleri olan bir 2019-2020 sezonuna yerini bırakmaya hazırlanıyor artık.

Gündem yaratan dev takaslar ve maksimum kontratların havada uçuştuğu serbest oyuncu piyasası sonrası ligin en parlak yıldızlarının oluşturduğu küçük ordu, bu yaz formalarını değiştirdi.

Sadece o hareketlilik bile yerimizde duramamamız için bir sebepti ancak bu marka oyuncuların yeni yerlerindeki uyum süreçleri gelecek sezon için belirleyici olabilir.

Bazı oyuncular daha sahaya çıktığı an kendisini gösterecek. Kimi için de 82 maçlık maraton ve üzerine biraz daha zaman gerekli olabilir. Hangi oyuncuların neyi yaşayacağını söyleyemeyiz ancak bu isimler için yeni sezondaki en iyi ve en kötü ihtimallerin neler olduğunu size anlatabiliriz.

En iyi ihtimaller ile başlıyoruz…

Jimmy Butler, Miami Heat

Jimmy Butler, Pat Riley ve Erik Spoelstra’nın Miami Heat‘te yarattığı askeri düzende kendi basketbol yuvasını nihayet bulur. Üçlünün üst düzey rekabetçi karakterleri, Miami Heat’i ligin en çalışkan takımı yapar ve Butler, Dwyane Wade sonrası dönemde Heat’in sahanın iki tarafında da tempoyu belirlemesini kolaylıkla başaran ismi olur.

Philadelphia 76ers ile istatistiksel olarak küçük bir gerileme yaşayan Butler, 23,9 sayı ve 5,5 asist olan kariyer rekorlarını kırar. Ayrıca Butler’ın gelişi ve Bam Adebayo’nun rolünün artmasıyla ligin en iyi yedi savunmasından birine sahip olan takım, en iyi üç savunma arasına girer.

Butler, bir yıllık aradan sonra All-Star seçilir ve ikinci kez MVP oylamasında ilk 10’a girer. Miami, playoffların ilk turunda ev sahibi avantajını iyi kullanır ve dört sezondur ilk kez ikinci tura çıkar.

Anthony Davis, Los Angeles Lakers

“Bizim kadromuz herkese karşı oynar bence” diyordu Anthony Davis basın toplantısında. “Yedi maçlık seride kazanan biz oluruz gibi geliyor.”

İster katılın ister katılmayın bu yeni Los Angeles Lakers‘ın özel bir takım olma şansı olduğu açık. LeBron James ve Davis, kariyer verimliliği ortalamalarında sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada yer alıyorlar. Bu dominant yetenekler çabucak ve sık bir şekilde gün yüzüne çıkar ve Lakers’ın yeni ikilisi, NBA ikilileri için çıtayı belirler.

Davis, geçmişte başına dert olan sakatlıklardan kaçınır ve NBA’de yılın takımına seçilip MVP oylamasında da ilk üçte yer alır. “Artık Anthony Davis resmen NBA’in en iyi oyuncusu mu?” tartışmalarına konu olur. James ile birlikte bu sırada Lakers’ı da şampiyonluğa taşırlar.

Kevin Durant, Brooklyn Nets

Kevin Durant’in aşili henüz iki ay önce koptu. Brooklyn Nets, bu sezon oynamayacağı yönünde kesin konuşmasa da önünde uzun bir iyileşme süreci olduğu açık.

Gerçekçi bir en iyi senaryo onun normal hâline ya da o hâline yakın bir duruma dönüşü olur. Bunun için de maça çıkmasına bile gerek yok. Sakatlık öncesi hissettiklerini hissetse ve o şekilde hareket edebilse o bile yeter.

Göz yaşartacak kadar iyimser olanlar için ise Durant’in playofflar civarında sahalara dönüp çabucak Nets’e şampiyonluk yolunda büyük bir şans vermesi gibi “olmayacak” bir ihtimal de söz konusu. Brooklyn muhtemelen şampiyonluk mücadelesinde olmayacak ama Durant ve Kyrie Irving’e sahip her takım seri kazanabilir.

Paul George, Los Angeles Clippers

Paul George’un ideal sezonu, son sezonuna çok benziyor.

Son beş sezonda All-Star seçilmiş olsa da 2018-2019’daki gibi domine ettiği bir sezon hiç olmadı. Yılın sonuna doğru MVP adayları arasında finale kaldı ve ligin en iyi artı-eksi verimlilik üreten oyuncusu olurken yılın takımına da seçildi.

OKC’den L.A.’e gitmek, George’un istatistiklerini etkiler ancak o, bu kaybını verimlilik ve kariyerinde görmediği kadar büyük bir takım başarısı ile telafi eder. George ve Kawhi Leonard liderliğindeki Los Angeles Clippers, aldığı galibiyetlerle organizasyon rekorunu kırıp tarihinin ilk şampiyonluğuna uzanır.

Al Horford, Philadelphia 76ers

Al Horford, üzerine çıkılması bir yana potansiyelini yansıtma konusunda zorlanmış Philadelphia 76ers takımının bağlayıcı dokusu olur. Beş kez All-Star seçilen tecrübeli uzun, üçüncü takımına kusursuz bir şekilde uyum sğalar ve hemen Sixers’ın neredeyse her konuda en iyi ikinci oyuncusu olur: Pas, pota savunması, adam değişme, ribaundlar vesaire…

Philly koçu Brett Brown, dev bilmeceyi çözer ve Horford ile Joel Embiid arasında kusursuz dengeyi kurar. İkiz kuleler, uzunlukları, yetenekleri ve boğucu savunmaları ile rakipleri ezip geçerken pivot pozisyonunda kendi rüşdlerini ispatlamak için de ayrı ayrı yeterli süreyi alırlar.

Sahada Horford, taraftarlara Jimmy Butler’ı unutturur. Soyunma odasında Horford, JJ Redick’ten kalan liderlik rolünü kusursuz bir şekilde üstlenir. Horford takımın eksik parçası olduğunu gösterir ve Sixers, 1983’ten bu yana ilk şampiyonluğunu kazanır.

Kyrie Irving, Brooklyn Nets

Çizgilerin içinde Kyrie Irving, Kyrie Irving işlerini yapar.

Lige adım attığından beri en iyi 20 skorer ve pasörden biri olan Irving, oyunu iyi akıyorken pek bir şey eklemiyor. Spencer Dinwiddie ve Caris LeVert’ten alacağı oyun kuruculuk katkısı ile Irving, skor verimliliğine daha çok odaklanır ve kariyerinde ilk kez 50/40/90’lık bir sezon oynar.

Soyunma odasında Irving, Boston’daki hatalarından dersler çıkarır ve takıma liderlik eder. Kevin Durant’in yokluğu nedeniyle düşük beklentileri çıkış noktası olarak kullanır ve bu takım her maçta biraz daha uyumlu gözükür.

Brooklyn, organizasyon tarihinde ikinci kez 50+ galibiyet aldığı bir sezon geçirir. Durant’in playofflardaki sürpriz dönüşü ile dev bir katkı daha alır. Nets artık kimsenin karşılaşmak istemeyeceği bir takımdır ve altı yıldır ilk kez bir playoff serisi kazanırlar.

Tags NBA