by Zach Buckley / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 7 Ağustos 2019 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA tarihinin en acayip yaz dönemi, muazzam vaatleri olan bir 2019-2020 sezonuna yerini bırakmaya hazırlanıyor artık.
Gündem yaratan dev takaslar ve maksimum kontratların havada uçuştuğu serbest oyuncu piyasası sonrası ligin en parlak yıldızlarının oluşturduğu küçük ordu, bu yaz formalarını değiştirdi.
Sadece o hareketlilik bile yerimizde duramamamız için bir sebepti ancak bu marka oyuncuların yeni yerlerindeki uyum süreçleri gelecek sezon için belirleyici olabilir.
Bazı oyuncular daha sahaya çıktığı an kendisini gösterecek. Kimi için de 82 maçlık maraton ve üzerine biraz daha zaman gerekli olabilir. Hangi oyuncuların neyi yaşayacağını söyleyemeyiz ancak bu isimler için yeni sezondaki en iyi ve en kötü ihtimallerin neler olduğunu size anlatabiliriz.
En iyi ihtimaller ile başlamıştık, en kötü senaryolar ile devam ediyoruz…
Jimmy Butler, Miami Heat

Butler, Güney Sahili’nin Wade olmadan aynı olmadığını çabuk fark eder ve sahanın iki tarafında da kendisine eşlik edebilecek bir yıldız olmadığını zor yoldan öğrenir. Heat, üçlük ve hücum verimliliği istatistiklerinde ligin son üç sırasında yer alırken Butler’dan hücumda beklenen ağır yük, şut yüzdelerinin üzerine karabasan gibi çöker.
Butler bir kez daha genç takım arkadaşlarıyla karşı karşıya gelir ve o genç oyuncular takımın Butler dışında en önemli parçaları olduğu için Miami’yi zora sokar. Butler’ın adres değişikliği istediğine dair dedikodular çıkar ancak yaşı, sözleşmesi ve sakatlık geçmişi nedeniyle ciddi bir talip çıkmaz.
Takımın kötü oyunuyla birleşince kendisinin All-Star seçilememesine mâl olacak kadar vakit kaybeder. Heat, son dört sezonda üçüncü kez playoff yapamaz.
Anthony Davis, Los Angeles Lakers

Sakatlıklar, Davis – James ikilisinin zirveyi görmesinin önüne geçer. Davis, bir kez daha 20+ maç kaçırır ve James de daha önce hiç olmadığı kadar sakatlık sorunu yaşar.
LA’in üçüncü bir yıldız bulma konusundaki başarısızlığı su yüzüne çıkar ve takım, Batı Konferansı’nda diğer takımların arasından sıyrılamaz. Davis iyidir, Lakers iyidir ama asla elit seviyeye çıkamaz ikisi de. Normal sezon ödülleri için hiçbir iddiası olmaz Davis’in. Lakers ise playofflara ilk turda veda eder.
Kevin Durant, Brooklyn Nets

Bazı sabırsız Nets taraftarları Durant’in sezon boyunca sakat oturmasını en kötü senaryo olarak düşünse de sakatlığının ciddiyeti, bu ihtimali -olası değilse de- gerçekçi kılar.
Dahası bu ihtimal, olması gerekenden erken dönüp vücuduna daha çok zarar vermesinden çok daha tercih edilebilir bir ihtimal. Aşil sakatlıkları, bir NBA oyuncusunun geçirebileceği en kötü sakatlık. Durant’in bir daha asla aynı oyuncu olmaması ihtimali var ve bu sezon yaşanacak başka bir sakatlık, geleceğe dair dev bir uyarı olabilir.
Paul George, Los Angeles Clippers

George, iki omuz ameliyatı geçirdiği gerçeğini bu yaz neden daha fazla tartışmadığımızı sorgulatır bize. Bu ameliyatların etkileri üç sayılık atışlarında görülür ve o atışlar, elit seviyeden ortalamanın birazcık üstü seviyeye kadar düşer.
George’un omuz ağrıları ve Leonard’ın sürekli devam eden kendini muhafaza planı arasında Clippers‘ın dinamik ikilisi birlikte uyum için yeterince vakit geçiremez. Birlikte sahada oldukları dakikalarda ortak bir ritim tutturmaktansa sırayla hücum etme yolunu seçerler.
LA iyidir ama asla harika olmaz ve şampiyonluk umutları da konferans finali öncesi son bulur.
Al Horford, Philadelphia 76ers

Philly, kısa beş devrimi gerçekleşirken fizikli bir oyuncu arayışına girdiği ve bu eşsiz yapının çalışması adına alan açacak doğru isimleri bulamadığı için aptallık etmiş gibi gözükür.
Şut eksikliği takımın altına dinamit döşer ve Horford’ın sunabileceğinden çok daha fazla skor katkısı gerekir. Dripling üzerinden çabuk skor üretme veya yavaş savunmaları cezalandırma için çabuk bir şut mekaniği gibi özelliklere sahip olmadığı için rakipler tüm savunmayı Embiid’in üzerine yığabilir. Bu takımın kriptoniti hız olur ve fizik, olması gerektiği gibi güçlü bir yön olmaz zira pota civarı, uzun oyuncuların istediklerini yapması için çok kalabalıktır.
Sixers, görece düşük seviyeli Doğu’da öne çıkamaz ve Milwaukee Bucks ile olası bir konferans finali, onların playofflara daha önce veda etmesiyle hiç gerçekleşmez.
Kyrie Irving, Brooklyn Nets

Irving, yeni takım arkadaşlarıyla bir bağ kuramaz. Önce skoru düşünen bakış açısı nedeniyle istatistikleri fırlar ancak bu durum takımı tehlikeli kılmaz. Durant sahalara bu sezon geri dönemez ve Irving geçen sezonki gibi bir duruma düşer ancak bu kez elinde daha da az skor katkısı vardır.
Brooklyn, ne savunmada ne de hücumda ligde ilk 10’da yer alabilir ve Irving’in basınla bir araya gelişleri hiç olmadığı kadar renkli geçer. Bu yeni Nets, artık iddialı bir takım değildir ve playoff maceraları da son maceraları gibi olur.
Kawhi Leonard, Los Angeles Clippers

Son kas yüklemesi ve farklı keyifsizlikler içerisinde Leonard’ın vücudu, yıldız oyuncunun bir rutin yakalamasının önüne geçer. Paul George ile birlikte ölümcül olabilecek Clippers hücumunun kontrolünü garip bir şekilde paylaşırlar ancak genelde sanki mutfakta gereğinden fazla aşçı var gibi gözükür.
Hücumda da savunmada da takım elit seviyeye çıkamaz ve Leonard’ın zaman zaman oynamayışı da onu MVP tablosunun dışında bırakır. Clippers ise Lakers‘ın bir şampiyonluk daha kazanmasını izlerken “küçük kardeş” yaftasını söküp atamaz.