Zenit St. Petersburg – Anadolu Efes: Xavi Pascual’in Gazabı

22/Oca/21 08:47 Ocak 22, 2021

admin69

22/Oca/21 08:47

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Turkish Airlines EuroLeague’in 21. haftasında Zenit St. Petersburg ile temsilcimiz Anadolu Efes arasında oynanan mücadeleyi teknik açıdan değerlendirdi.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

21. yüzyılın 21. yılının 21. gününde Turkish Airlines EuroLeague’in 21. haftasında açılış Zenit St. Petersburg ile Anadolu Efes arasında Sibur Arena’da oynanan mücadeleyle yapıldı.

Lacivert-Beyazlılar, ligin ilk haftasında Sinan Erdem Spor Salonu’nda 69-73’lük skorla boyun eğdiği Rusya ekibine bu sefer de 85-78’lik skorla mağlup oldu.

Vasilije Micic 23 sayı – 5 ribaund – 4 asistle mücadele ederken Shane Larkin de 20 sayılık katkı verdi. Normalde bu ikilinin böyle üretmeyi başardığı bir ortamda Efes‘in farklı galibiyetlerini izlemeye alışkınız ancak bu sefer sonuç gerçek bir hüsran oldu.

Eurohoops Fırın, 18. hafta itibarıyla başladığı işi devam ettirmek adına Anadolu Efes‘in bu maçını da değerlendirmeye koyuldu.

Felaket İlk Yarı

İlk yarıda Zenit çok istikrarlı bir ikili oyun performansı sahaya koyarken Efes buna özellikle ilk periyotta hiçbir şekilde direnemedi. Lacivert-Beyazlılar hücumda da hiçbir şekilde üretkenliği sağlayamayınca Zenit çok fazla açık hücum etme şansı buldu.

Birinci periyot sona erdiğinde Zenit takım halinde 17’de 12 ikilik isabeti (4’te 0 üçlük) ve 8 asist ile 3 top çalmalık performans sergilemişti. Üçlük isabeti bulamadıkları bu süreçte skor 28-15 onların lehineydi.

Micic ikinci periyotta oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Rodrigue Beaubois – Krunoslav Simon – Adrien Moerman – Sertaç Şanlı dörtlüsünün de parkeye dahil olmasıyla işler mücadele dozunu yükseltip topu daha etkili dolaştırma ve ikili oyun etkinliğini artırma noktasına geldi. Fakat  istikrarlı hücum performansı sayesinde boş şut şanslarının da gelmesine rağmen cidden berbat bir dış şut yüzdesi sergilediler ilk yarıda.

9 hücum ribaundu aldıkları ilk devrede 17’de 3 üçlük isabet oranına ulaşabilmleleri cidden çok büyük şanssızlık. Şutların doğru oynanmış oyunlar sonucunda veya hücum ribaundlarıyla gelen boş şutlar olduğunu düşününce insan çıldıracak gibi oluyor. Boyalı alan oyuncularının da bu denli etkisiz hale getirilmesiyle çok zorlandılar skor üretmekte. Singleton’ın üçlük isabetleri ve Micic-Larkin’in onu arayıp bulduğu kadarıyla topla buluşan Bryant Dunston‘ın bitiriciliği de istenilen seviyeye getiremedi maçı.

Hele ki James Anderson’dan da hiçbir şekilde alışık olunan katkının alınamadığını düşünecek olursak kullandığı her parçadan maksimum olmasa da belli ve dengeli düzeyde katkı almayı başaran Pascual’in takımıyla beraber Efes’e karşı tekrar üstünlük sağlaması çok şaşırtıcı olmadı.

Bu süreçte gerek topsuz oyun hareketliliğini kullanarak gerekse ikili oyunlarla kendine pozisyon yaratarak bir isim çok fazla ön plana çıktı: Austin Hollins. 15 dakika sahada kaldığı ilk yarıda 5’te 3 isabet bularak Efes’in canını çok yaktı.

52 sayı yemiş olmaları ilk yarı adına savunmada yolunda gitmeyen fazla şeyin olduğuna ikna olmamızı sağlayan önemli bir veriydi fakat Efes de eline geçen fırsatları değerlendirebilse benzer bir skor yakalamış olarak daha az farkla devreyi kapatabilirdi.

Zenit’in 5 ve 4 numaradan süre alan oyuncuları olan Arturas Gudaitis ve Will Thomas’ın Efes boyalı alanında kurduğu üstünlük çok ciddi bir problemdi. İkili oyunlar bu bakımdan zaten lacivert-beyazlı ekibi ciddi manada yaralayan oyunlar oldu.

Tatsız Son

İkinci yarının başlangıcında Ergin Ataman’ın ekibi savunmadaki bilinçli aksiyon adedini fazlalaştırmaya başlayınca 0-6’lık bir seriyle ilk 3 buçuk dakikanın sonunda Xavi Pascual molası geldi. Ancak molanın dönüşünde yine Kevin Pangos – Arturas Gudaitis ikili oyunundan sayı yedi Efes.

Azim ve istek bazında öyle göze çarpan sıkıntılar yaşamadılar ancak Zenit’in ilk yarıda iyi yaptığı işlerin borusunu tıkamak için Shane Larkin’in savunmada biraz kıpraşması gerekti. Hücumda Micic, savunmada o vidaları biraz sıkmaya başlayınca Efes çok umut verici bir uyanışla fark tek hanelere indi.

Vasa’nın kararlı oyunu maçı istenen noktaya getirse de hücumlar onun veya onun yönettiği ikili oyunlar üzerinden işlemediği müddetçe Efes‘te işler hep sarpa sarmaya devam etti. Keza son çeyreğin başında da üst üste top kayıplarıyla yine o ilk periyottaki hızlı hücum sayılarını yemeye başladılar.

Zenit maç boyunca Will Thomas ve Andrey Zubkov ile 4 numaradan çok iyi katkı alırken (bu ikilinin beraber 4 ve 5 olarak oynadıkları süreçte de geçerliydi) Hollins ve Pangos’un da katkısıyla dış şut bakımından Efes‘e nazaran çok daha iyi bir noktadaydılar.

Mümkün olan 12 oyuncudan 11’ine süre verip, 9 tanesini de 5 dakikanın üzerinde sahada tutup sadece 5 oyuncudan skor katkısı almış olmak cidden Anadolu Efes için alarm durumu oluşturacak kadar ciddi mesele. Bu tabii yalnızca Efes’in Tibor Pleiss, Dzanan Musa (sadece 1 dakika 40 saniye oynadı) gibi eksiklikleriyle veya Simon’un sakatlıktan yeni dönmüş olmasıyla ilgili değil; Pascual’in takımını çok doğru bir strateji ve rolleri iyi paylaştırarak sahaya sürmesiyle doğrudan ilişkili.

pangos_efes_zenit

Bu sezon bu ekiplerin oynadığı her 2 maçta Efes’in toplam 55 üçlük denemesinde yalnızca 14 isabet bulmuş olması, bu kadar çok deneyip bu kadar çok kaçıracak noktaya itilmiş olması elbette bir tesadüf ürünü değil. Çembere gidişlerde alınan önlemler sayesinde Efes bu kadar çok dış şuta itilirken bu şutların boş – doğru ayrımında iyice bir gözden geçirilmesi gerekiyor.

2. çeyrekte öyle bir dönem oldu ki Efes mükemmel top dolaştırıp boş ve doğru şutlar bulmaya başladı. Fakat öyle bir dönem de oldu ki içerideki Zenit kalabalığından ötürü toplar hep dışarı çıkmak zorunda kaldı. Bu, Efes’in çok da istemeyeceği bir şey değil çünkü zaten Ergin Ataman’ın takımları bu şutlarla büyük avantaj yaratır. Ama Pascual’in burada oynadığı kumar, Anadolu Efes’in her zaman üst düzey olan asist/top kaybı oranında büyük bir gerileme yaşamasını sağladı.

Savunmada da Ataman’ın öğrencilerinin özellikle kanatlara ve uzunlara karşı hiç direnememesi, neredeyse hiç ikili oyun savunamaması ilk yarıda maçı çözdü. Maçı bitiren devrede 32-47’lik skor üstünlüğü bu sebeple bir şey ifade etmekten uzaklaştı.

Maçın sonunda Larkin’in vites yükseltmesiyle fark 5’e kadar inse de Kevin Pangos ilk maçta olduğu gibi Efes’in canını çok yakarak kritik 2 üçlük isabeti yakaladı ve karşılaşmaya nokta koyan isim oldu.

Anadolu Efes adına bu maçtan alınacak çok fazla ders olmuştur. Rahat fikstürle yavaş yavaş toparlanan bir takımdan bahsediyorken ilk 4 mücadelesi veren Zenit açıkçası moralleri biraz düşürdü. Bu deplasmandan alınacak bir galibiyet diğer maçlara göre çok daha fazla şey ifade ediyordu. Hiç değilse maç eksiği bulunmasına rağmen Zenit’le galibiyet sayılarını eşitleyip kendini daha üst basamaklara atma bakımından kesinlikle kazanmak lazımdı.

Sondan 2. çift maç haftasında gelecek hafta Kızılyıldız ve Maccabi Tel Aviv‘le karşılaşacaklar. Maccabi maçı deplasmanda. Bu takvimden kayıpsız dönülecek bir senaryo daha sonrasında şubat ayının ortalarına kadar oynanacak Barcelona ve Olympiacos mücadelelerinin ehemmiyetini ve o maçlara gidilirken sahip olunacak özgüveni çok farklı etkiler.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!